Page 156 - TÜRK VE BATI MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 156
11. ÜNİTE
11.3. Osmanlı Dönemi Türk Müziği
Anadolu, günümüzde olduğu gibi geçmişte de jeopolitik konumundan dolayı büyük ilgi görmüş ve pek çok
medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu zengin tarihî geçmiş, Anadolu topraklarında gelişen kültür ve sanatın farklı
medeniyetlerin etkileşimi temelinde yükselmesini sağlamıştır.
Osmanlı İmparatorluğu, Anadolu’ya hâkim olduktan sonra topraklarını büyük ölçüde genişletmiştir. Doğuda
Hazar Denizi’ne, batıda Viyana’ya kadar ilerleyerek devasa bir imparatorluk hâline gelmiştir. Bu durum, temelini
Türk müziğinden alan fakat egemen olduğu coğrafyaların müziklerinden de izler taşıyan köklü bir Osmanlı müzi-
ğinin oluşmasına olanak sağlamıştır. Osmanlı müzik kültürü son şeklini aldıktan sonra bu coğrafyaların müziği de
Osmanlı müziğinin makamsal ve biçimsel ögelerinden etkilenmiştir.
11.3.1. Tanzimat Öncesi Türk Müziğinin Gelişimi
Tanzimat Öncesi Dönem, Osmanlı İmparatorluğu’nun kurulmasından (1299) Tanzimat Fermanı’nın ilanına
(1839) kadar geçen beş yüz yılı aşkın süreyi kapsamıştır. Tanzimat Öncesi Dönem Türk müziği; Türk sanat müziği,
Türk halk müziği, askerî müzik, eğlence müziği gibi türleri temel alarak yükselmiştir. Önceki Türk devletlerinin mü-
zik anlayışı, Osmanlının yüzyıllar içerisinde gelişen sanat anlayışı ile yeniden şekillenmiştir. Bu süreçte Türk müziği
farklı safhalardan geçmiş; öz, biçim, teknik ve estetik gibi konularda değişikliğe uğrayarak gelişmiştir.
Tanzimat Öncesi Türk Sanat Müziğinin Gelişimi
Karahanlı, Gazneli ve Selçuklu devletlerinde oldu-
ğu gibi Osmanlıda da saray, sadece askerî ve mülki
işleri değil fikir ve sanat hayatını da yönetmiştir (Gör-
sel 164). Osmanlı padişahları; ülkenin ileri gelen fikir
ve sanat adamlarını dil, din, ırk ayırımı gözetmeksizin
yüzyıllar boyunca himaye etmiştir. Osmanlı Sarayı; mü-
zik alanında bilgili kuramcıların, yetenekli icracıların
ve bestecilerin toplandığı bir merkez hâline gelmiştir.
Böylece temelleri önceki Türk devletlerinde atılan sa-
nat müziği gelişmiş ve İstanbul dışındaki Osmanlı şe-
hirlerinde de rağbet görmüştür.
Osmanlının Yükselme Dönemi’nde (1453-1579) sa-
nat müziği hem Orta Doğu, Fars, Acem, Arap ve Hint
geleneklerinden beslenmiş hem de fethedilen toprak-
lardan saraya getirilen müzisyenlerin kültürlerinden
etkilenmiştir. 16. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ise
Osmanlı sanat müziğinde yeni bir dönem başlamıştır.
Arap ve Fars etkisi azalmış, önceki Türk devletlerinden
devralınan sanat müziği ile halk müziğinin etkileri be-
lirginleşmiştir.
18. yüzyılın ilk yarısından itibaren tarihte “Lale Dev-
ri” (1718-1730) olarak adlandırılan dönem başlamıştır.
Bu dönemde Osmanlı sanat müziği, farklı unsurların
da etkisi altında kalmıştır. Lale Devri, Avrupa’da gelişen Görsel 164: Topkapı Sarayı minyatürü
Barok Dönem’in son zamanlarına rastladığından barok
müziğin bazı unsurları Osmanlı müziğinde de gözlemlenmiştir. Örneğin divan şiirlerinin kullanıldığı şarkılarda
-özellikle de Sadabad şarkılarında- tıpkı barok tarzı operalarda olduğu gibi mitolojik aşk hikâyelerine yer verilmiş-
tir. Barok müziğin sürekli bas uygulamalarında sıkça kullanılan org ve klavsenin işlevini görmesi için tını bakımın-
dan bu çalgılara benzeyen kanun ve santur daha sık kullanılmıştır.
Tanzimat’ın ayak seslerinin duyulmaya başlandığı III. Selim Dönemi ise Osmanlı sanat müziği klasik üslubunun
son örneklerinin verildiği dönem olmuştur. Bu döneme kadar eser veren tüm besteciler, Türk müziği tarihine “kla-
sik besteciler” olarak geçmiştir. Tanzimat öncesini ve Tanzimat’ın ilk yıllarını kapsayan dönemin bestecileri ise “son
klasikler” olarak anılmıştır.
Osmanlı Dönemi sanat müziği, önceki dönemlerde ortaya çıkan sanat müziğinin devamı niteliği taşıdığından
belirgin bir makamsal özellik göstermiştir. Genel yapısı itibarıyla usul esaslarına dayanan sanat müziği, usulsüz icra
edilen doğaçlamaya müsait tür ve biçimleri de içermiştir.
TÜRK MÜZİĞİNDE DÖNEMLER 155