Page 160 - TÜRK VE BATI MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 160
11. ÜNİTE
Osmanlı Dönemi sanat müziğinin kuramsal yapısı ile ilgili pek çok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalar, Osmanlı
Öncesi Dönem’de yapılan kuramsal çalışmalar üzerine temellendirilmiştir. Osmanlı Dönemi sanat müziğinin ana
hatları; Safiyyüddin Urmevi, Abdülkadir Meragi, Ahmetoğlu Şükrullah ve Ali Ufki Bey gibi müzik adamları tara-
fından belirlenmiştir. Osmanlı Dönemi Türk müziği ses sistemi açıklanırken tüm kuramcılar ortak bazı kavramlar
kullanmıştır (Tablo 28).
Tablo 28: Osmanlı Dönemi Sanat Müziği Kuramında Kullanılan Bazı Kavramlar
Arapçada “ölçülü ve zevkli nağmeler” anlamına gelen bu kelime, Osmanlı Dönemi’n-
Musiki
de müzik kelimesinin karşılığı olarak kullanılmıştır.
Türk müziği kuramı ile uygulaması arasında şematik bir bağ kuran çeşitli yöntemlere
Edvâr
ve bu yöntemlerin yazıldığı el yazması eserlere verilen isimdir.
İran müziğinde ses perdesi anlamında kullanılan bu terim, Osmanlı müziğinin ilk eser-
Destgâh
lerinde “makam” anlamında kullanılmıştır.
Tanini Tam ses aralığı için kullanılan terimdir.
İrhâ Tanini aralığın dörtte biri (çeyrek ses aralığı) için kullanılan terimdir.
Genellikle bir ya da iki oktavlık dizilere verilen isimdir. Bir sesi eksik olan diziye noksan
Cem
cem denmiştir.
Kadim 12 makamdan daha dar bir ses sahasına sahip ses örgülerine verilen isimdir. Bu
Avaze (Agaze)
ses örgüleri; geveşt, gerdaniye, nevruz, selmek, mâye ve şehnaz gibi isimler almıştır.
15. yüzyıl öncesinde yazılmış edvârlarda geçen bu kavram, 12 kadim makamın ve ava-
Şevâz
zelerin kurallarına uymayan nağmeler için kullanılmıştır.
Batı müziğindeki tetrakortlara benzeyen ve dizi özelliği göstermeyen farklı ses aralık-
Cins
larının sıralandığı dörtlülere verilen isimdir.
İki oktavlık dizi içerisindeki dörtlülere verilen isimdir. İki oktavda toplam dört tabaka
Tabaka (Fasıla)
bulunmaktadır.
Bir ezginin seyrinin başlangıç sesi ve karar sesi dikkate alınarak sıralanan dört ana sese
Şu’be verilen isimdir. Şu’beler; genellikle yegâh, dügâh, segâh ve çargâh perdeleri ile düzen-
lenmiştir.
Kadim 12 makam ile avazelerin birleşimiyle ortaya çıkan birleşik makamlar ve bunların
Terkip haricinde icra edilen bağımsız diziler için kullanılan terimdir. Terkipler, 15. yüzyıldan
sonra kullanılmıştır.
Bir diziyi başka bir ses üzerine göçürmek (transpoze etmek) anlamında kullanılan te-
Şet (Tabakât)
rimdir.
Osmanlı Dönemi’nin müzik kuramcıları, Türk müziğinin belli başlı konularına açıklık getirmeyi hedeflemişler-
dir. Dönemin müzik kuramcılarının öne çıkan çalışmaları şunlardır:
• Osmanlı Öncesi Dönem’de kullanılmaya başlanan on yedi perdeli ses sistemi üzerinde durulmuş ve yüzyıl-
lar boyunca kabul gören bu teorinin kuramsal yapısı belirginleştirilmiştir.
• Makam, avaze, şu’be gibi ses örgüleri tanımlanmaya ve kuramsal temellere oturtulmaya çalışılmıştır.
• Usullerin tanımı ve uygulanışı ile ilgili çalışmalar yapılmıştır.
• Çalgıların yapımı ve sınıflandırılması ile ilgili çalışmalar yapılmıştır.
Osmanlı Dönemi’nde kadim 12 makam üzerine çok sayıda birleşik makam terkip edilmiştir. Ayrıca makam
dizilerinin farklı seslere göçürülmesi ile şet makamlar ortaya çıkmıştır. Bu dönemde oluşturulan yüzlerce makam
olmasına rağmen ancak yüz kadar makam günümüze ulaşabilmiştir.
BİLGİ NOTU
15. yüzyıla kadar Osmanlı müziğinde 12 makam kullanılmıştır. Bunlar; uşşak, neva, buselik, rast, hüseyni, râhevî,
hicazî, zengüle, ırak, ısfahan, zîrefkend ve büzürktür. Kadim 12 makam ya da edvâr-ı meşhûre olarak isimlendirilen
bu makamların tarihçesi, Uygurlar zamanında kullanılmaya başlanan 12 makama dayanmaktadır.
TÜRK MÜZİĞİNDE DÖNEMLER 159