Page 30 - Konu Özetleri AYT Biyoloji
P. 30
BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ, PANKREAS, EŞEYSEL BEZLER
Kortizolun fazla salgılanması; bağışıklık sistemi reaksiyonlarını baskılayıcı, alerji ve yangı (iltihaplanma) önleyici etkilere
neden olur. Bu nedenle artrit gibi şiddetli yangılara neden olan hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Ancak uzun
süreli kortizol kullanımı, bağışıklık sistemini baskıladığı için ciddi yan etkilere neden olmakta ve metabolizmayı olumsuz
etkilemektedir.
Adrenal Eşey Hormonları
Erkek ve kadınlarda adrenal bezlerin korteks kısmından az da olsa eşey hormonları salgılanır. Bu hormonlar daha çok
testosteron gibi androjenler, az miktarda da progesteron ve östrojendir.
Öz (Medulla) Hormonları
Otonom sinir sistemi faaliyetleri ve adrenal bezlerin öz bölgesi hormonlarının kandaki miktarının artması korku, heyecan,
tehlike gibi stres durumlarına karşı vücutta birçok fizyolojik değişime neden olur.
Adrenalin (Epinefrin): Stres durumunda sinir sistemi etkisiyle adrenalinin salgısı artar ve kandaki seviyesi yükselir. Bu durum;
• Kalp atışını hızlandırır.
• Kan basıncını yükseltir.
• Akciğerlerdeki bronşları genişleterek vücuda daha çok oksijen taşınmasını sağlar. Soluk alışverişi hızlanır.
• Göz bebeklerinin büyümesine ve tüylerin diken diken olmasına neden olur.
• Karaciğerdeki glikojenin glikoza dönüşümünü hızlandırarak kandaki glikoz miktarını artırır.
• Sindirim sistemi, böbrekler ve deriye kan götüren damarların daralmasını sağlayarak buralara daha az kan gitmesine
neden olur.
• Kalp, beyin gibi organlara ve iskelet kaslarına giden damarları genişleterek kan akışını buralara yönlendirir.
Noradrenalin (Norepinefrin)
Kandaki noradrenalin artışı, adrenalin artışına benzer etkiler oluşturur. Noradrenalinin öncelikli görevi ise kan basıncının
dengede tutulmasını sağlamaktır.
PANKREAS
Midenin alt ve arka tarafında bulunan pankreas hem endokrin hem de ekzokrin bez olarak görev yapan karma bir bezdir.
Pankreasın sindirim enzimi ve bikarbonat üreten ekzokrin dokuları arasına yerleşmiş olan, Langerhans adacıkları ola-
rak bilinen hücre toplulukları endokrin bez olarak görev yapar. Buradaki alfa hücreleri glukagon hormonu, beta hücreleri
insülin hormonu salgılar.
İnsülin
Karbohidratlı besinler, yemekten sonra kandaki glikoz yoğunluğunu artırır. Bu durumda pankreasın insülin salgısı artar.
Beyin hücreleri dışında glikozun karaciğer ve vücut hücrelerine geçişi hızlanır. Böylece kan glikoz miktarı azalır.
İnsülin etkisiyle;
• Glikozun fazlası karaciğer ve kaslarda glikojen, yağ doku hücrelerinde ise yağ şeklinde depolanır.
• Karaciğerdeki glikojen yıkımını yavaşlatır, yağ ve proteinlerin glikoza dönüşümünü engeller.
• Amino asitlerden protein sentezlenmesini sağlar.
İnsülin hormonunun yetersiz salgılanması (Tip I Diyabet) ya da hedef hücrelerin insüline az tepki vermesi (Tip II Diyabet)
durumunda şeker hastalığı (diabetes mellitus) görülür. Bu durumda hücrelere glikoz geçişi olmaz ve kan şekeri yükselir.
Fazla glikoz idrarla dışarı atılır.
Glukagon
Açlık durumu gibi kan glikoz seviyesi normalin altına indiğinde pankreas glukagon hormonu salgılar. Glukagon artışının
etkisi ile karaciğerdeki glikojenin glikoza dönüşümü ve kana geçişi hızlanır. Böylece kan glikoz miktarı yükselerek normal
değerine döner.
Glukagon;
• Karaciğerde amino asitlerden ve gliserolden glikoz sentezlenmesini sağlar.
• Yağ dokudan yağ asidi ve gliserol salınımını uyarır.
Metabolik denge için kandaki glikoz düzeyinin insanlarda ortalama 90 mg/100 ml olması gerekir. İnsülin ve glukagon, kan-
daki glikoz seviyesini ayarlayan ve birbirine zıt çalışan (antagonist) iki hormondur. Böylece kandaki glikoz seviyesi normal
değerlerinde tutularak homeostasi sağlanır.
30 MEBİ KONU ÖZETLERİ BİYOLOJİ - AYT