Page 13 - Bilgi ve Beceri Bütünlüğünde Öğrenen Okul Kültürü
P. 13
YÖNETİCİ VE ÖĞRETMEN REHBER KİTABI
• Eğitim programının yeniden uygulanması
• İlgili eğitim programının ve elde edilen çıktıların yaygınlaştırılması
Yukarıda maddelerde yer alan uygulamaların yerine getirilmesi durumunda öğrenen
kurumlar bir ürün veya çıktı ortaya koyabilir. Planlanan eğitim programlarının bireysel ih-
tiyaçlara cevap verecek şekilde düzenlenmesi büyük bir önem taşımaktadır. Bununla
birlikte öğrenme sürecinin sonunda elde edilen çıktıların yaygınlaştırılması (okulun diğer
paydaşlarına yarar sağlayacak şekilde paylaşılması) ile çıktıya dayalı öğrenme gerçekleşmiş
olur.
Öğrenen okullarda geleneksel anlayışın aksine öğretmenler öğrencilere bilgiyi ak-
tarmaktan öte onlara araştırma, sorgulama ve bilgiye erişmenin yollarını öğretmeye
çalışırlar. Öğretmenler, tek bilgi kaynağı olmaktan çıkıp hem meslektaşlarından hem de
öğrencilerden öğrenirler. Öğretmen ve öğrencilere ek olarak eğitim kurumundaki bütün
çalışanlar aktif öğrenme sürecinin içinde yer alırlar. Öğrenme de rekabete değil paylaşım
ve beraberlik ruhuna dayanır. Öğrenen okulları geleneksel okullardan ayıran temel fark
budur ve bütün paydaşlar öğrenmenin, okulun başarısında oynadığı rolün farkındadır.
Bu nedenle öğrenen okul olabilmek, geleneksel okul anlayışını terk edip öğrenen okula dö-
nüşme yolunda gayret sarf etmeyi gerektirir (Uğur, 2019).
Öğrenen okullar, bütün çalışanların yeni bilgileri uygulamalarını, iş birliği anla-
yışını geliştirmelerini ve birbirleriyle iş birliği içinde çalışmalarını önceleyen bir yapıya
sahiptir. Bu çerçevede, öğrenen okullar; ortak amaçlar geliştirir, öğretme ve öğrenme için
ortak bir platform oluşturur, çalışanların risk alma ve inisiyatif alma yönlerini destekler, okul
çalışmaları üzerinde etkisi olan bütün ögeleri düzenli olarak analiz eder ve bütün paydaşla-
rın sürekli öğrenmeye devam etmesine olanak sağlar (Uğur, 2019).
Öğrenen okullar, çevresinde ortaya çıkan değişimleri izler, amaçlarını bu yönde
revize eder, uygun bir öğretme ve öğrenme ortamı ortaya koyar, risk alma ve girişimci-
lik konusunda çalışanlarını teşvik eder (Doğan ve Yiğit, 2015). Öğrenen okul, bir çeşit öğ-
renme laboratuvarı olarak değerlendirilebilir. Bu tür okullarda öğretmenler ve diğer bütün
paydaşlar kendi alanlarındaki yenilikleri sürekli izleyip meslektaşlarıyla paylaşırlar (Şimşek ve
Yıldırım, 2004). Bu çerçevede okullara birlikte çalışan bir ekip olarak bakıldığında okul yöne-
ticilerinin okul başarısını tüm ekibe mal etmesi, birlikte çalışmayı ve kolektif zekâyı etkin bir
duruma getirebilir (Doğan ve Yiğit, 2015).
Öğrenen okulların önemli bir misyonu da bilgiyi tüm çalışanlara yayacak şekilde
faaliyet göstermesidir. Öğrenen okullarda hataların da önemli bir yeri vardır. Hatalar,
birer öğrenme aracı olarak değerlendirilir ve hatalardan dersler çıkarılır. Buna ek olarak
öğrenmeyi destekleyen ödüllendirme sistemi gibi mekanizmalar işe koşulur. Öğrenen
okullarda çalışan bireylerin becerileri, yetenekleri, tecrübeleri hizmet sundukları kurum için
en önemli sermayedir.
Öğrenen okullarda “iletişime açıklık” yaklaşımı belirlenir. Bu yaklaşımın doğal bir
sonucu olarak bilgi, bütün paydaşlar arasında yayılır ve paylaşılır. Yani okullarda pozitif bir
öğrenme kültürü geliştirilmiş olur. Öğrenen okulda bütün paydaşlar “öğrenen” olarak de-
ğerlendirildiği için okul müdüründen hademesine, öğretmeninden öğrencisine ve velisine
kadar herkes “öğrenen” olarak değerlendirilebilir. Eğitim kurumu, değişime ayak uydurma-
yı, kendini güncellemeyi ve güncel kalabilmeyi ancak birlikte öğrenmenin gücü ile sağlar.
Okulların öğrenen bir kurum olmaları; değişimi ve gelişimi sistemin ayrılmaz bir parçası ola-
rak kabul etmeleri, değişime ve gelişime açık bir okul kültürü geliştirmeleri, birey düzeyin-
de gerçekleşen öğrenmeleri okul düzeyine genelleştirmeleri, kendilerini sürekli öğrenmeye
adamaları, bürokratik düzenden uzak bir okul yönetimini ilke edinmeleri ve son olarak dış
çevre ile bütünleşerek hataları birer öğrenme aracı olarak görmeleri ile mümkün olur (Akge-
13