Page 134 - 3 ADIM TYT FELSEFE
P. 134
FELSEFE 2. ADIM
5. “12. yüzyılda Afrikalı Konstantin, Tunus’tan getirdiği tıp ala- 7. “Bilmek, egemen olmaktır.” Ne var ki nedensel yasaların bil-
nındaki eserleri Salerno’da Latinceye kazandırmıştır. 13. gisine ulaşmanın önünde engeller bulunmaktadır. İnsan zihni
yüzyılda Roma İmparatoru, İslam bilimlerinin tanınması ama- boş düşüncelerle, kuruntularla dolup taşmaktadır. Bacon do-
cıyla Salerno’da çeviriler yaptırdı. Çeviri faaliyeti, Almanya ve ğayı anlamaya çalışırken acele kestirimlerde bulunmamıza
Fransa’ya yayılarak 14. yüzyılda bütün Avrupa’yı etkisi altına yol açan yanlış kanı ve önyargılara dayalı düşünceleri “zih-
almıştır. 15. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar astronomi ve matema- nin putları” diye adlandırır. İnsanoğlu doğayı kendi gerçekliği
tik bilginlerinin Latinceye çevrilen eserleri ve ele aldıkları prob- içinde kavrayıp doğru bilgilere ulaşmak istiyorsa ilk yapması
lemlere yönelik çözümleri Galilei, Bacon, Da Vinci gibi bilim gereken şey, zihnine yer etmiş bu putlardan kurtulmaktır. Bu
insanlarının tartışmaları arasına girmiştir. Bu tartışma konuları putlardan uzaklaşmadıkça doğaya egemen olma ülküsü boş
15.-17. yüzyılda matematik felsefesi ve doğa metafiziği tartış- bir hayalden öteye geçemez.
malarında yer almıştır. Yunancadan Farsçaya çevrilen eserler,
Bacon’ın bu görüşlerinden hareketle aşağıdaki yargılar-
Tebriz ve Trabzon üzerinden Anadolu ile Bizans’a geçmiştir.
dan hangisi söylenemez?
Bu yollardan sonra çeviri hareketinin İtalya ve Avrupa’ya ulaş-
tığı ve 16.-17. yüzyılın sonlarına kadar çevirilerin devam etti- A) Doğayı olduğu gibi bilmek güçtür.
ği görülmektedir. Bu sırada elde edilen kitap, buluş, harita ve
B) Bilgi insana güç kazandırır.
aletler Avrupalı bilim insanlarının eline ulaştırılmıştır.”
C) Doğayı bilmek için zihnimizdeki engellerden kurtulmamız
Fuat Sezgin’in “İstanbul Üniversitesi Açılış Konuşmaları” gerekir.
adlı eserinden derlenen bu parçadan aşağıdaki yargıların
D) Zihnimizdeki kanılar doğayı anlamayı kolaylaştırır.
hangisine ulaşılamaz?
E) İnsanın doğaya egemen olma ülküsü vardır.
A) Çeviriler, 12-17. yüzyılda Batı’yı bilim ve felsefe alanların-
da etkilemiştir.
B) Çeviriler, tıbbi ve bilimsel tekniklerin aktarımını hızlandırmıştır. 8. Hobbes’a göre insan eylemlerinin biricik ve temel amacı ha-
yatın korunması ve sürdürülmesidir. Kişinin eylemleri ne olur-
C) Çevrilen eserler, Doğu’dan Anadolu’ya ve Avrupa’ya
sa olsun, ona iyi veya kötü diyen kişinin kendisidir. Herkes
geçmiştir.
doğa tarafından eşit yaratılmıştır. Bu eşitlikte herkesin kendi-
D) Çeviriler, Tunus’tan getirilen eserlerin Latinceye çevrilmesiyle si için iyi olanı ve haz vereni araması gayet doğal bir durum-
başlamıştır. dur. Kişi daima yararına olanı yapar.
E) Çeviriler, yeni ve özgün çalışmaların yapılmasını zorlaş-
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?
tırmıştır.
A) Bir kişinin eylemleri her zaman kendi iyiliği içindir.
B) Her eylemde en yüksek amaç kişisel menfaatleri korumaktır.
C) Ahlaki değerler iyi-kötü bağlamında kişiden bağımsız olamaz.
D) İnsan kendini, başkalarının düşünceleri doğrultusunda
gerçekleştirir.
E) Mutlak iyi veya mutlak kötü diye bir şey söz konusu değildir.
6. Orta Çağ felsefesinden sonra 17. yüzyıl felsefesi, yeni bir
tarih felsefesinin egemen olduğu dönemdir. Bu yeni dönem,
dünyaya ve insana yeni bir bakış açısının sonucu olarak or- 9. “Düşünüyorum, öyleyse varım.’’ Descartes’ın apaçık bir şekil-
taya çıkmıştır. 17. yüzyıl felsefesi, insanı eyleminin öznesi de kabul ettiği bir bilgidir. O, bu doğru bilgiye ulaşana kadar
kılan, yeni ve seküler bir tarih felsefesi gelişmiştir. Yaratıcı ve çevresindeki her şeyden şüphe etmiştir ve en sonunda şüphe
özgür insan, bundan böyle kendi kurduğu ve rolünü oynadığı edemeyeceği tek şey bulmuştur ki; o da düşünmekte olduğudur.
için de anlamı kendisine kapalı olmayan bir tarihin öznesi ol- Böylece önce kendi varoluşunu kanıtlamış, sonra da diğer var-
muştur. lıkların varlığından emin olmuştur.
Buna göre 17. yüzyıl felsefesi için aşağıdakilerden Buna göre Descartes için aşağıdakilerden hangisi
hangisi söylenemez? söylenemez?
A) Felsefenin dünyevi bir nitelik kazandığı A) Apaçık bir bilgiye ulaşmıştır.
B) İnsanın ön plana çıkarıldığı B) Şüpheyi bir amaç olarak kullanmıştır.
C) Önceki dönem felsefesinden büyük oranda farklılaştığı C) Varoluşunu, düşünmekte olduğu fikrine dayanarak temel-
lendirmiştir.
D) Dünyanın anlaşılmasında mevcut kabullerin korunduğu
D) Şüpheyi doğru bilgiye ulaşmada yöntem olarak kullanmıştır.
E) Felsefenin ve tarihin merkezinde insanın olduğu
E) Başlangıçta her şeyden şüphe duymuştur.
134