Page 48 - 3 ADIM TYT FELSEFE
P. 48
FELSEFE 3. ADIM
7. Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin 9. Tin, ilk başta kendiyle özdeş ve kendisi için varlıktır. Tin, bu
olmama durumundan kurtulmasıdır. İnsanoğlu Orta Çağ bo- aşamada kendini tanımamaktadır. Kendini tanıyabilmesi için
yunca akıl anahtarlarının tek sahibi konumundaki kilisenin kendi olmayanda kendini görmelidir. Kendi olmayan karşıtı-
varlık anlayışını sorgulamaksızın kabul etmek yerine, artık
aklının anahtarını eline alarak kullanma cesaretini göster- dır. Tinin karşıtı doğadır. Doğaya ve evren olmaya dönüşen
miştir. Fakat aşırı mekanik ve aklı kutsayan yeni yaklaşımlar tin burada kendini yitirmiştir. Yitirileni çekip koparmak yeni bir
nedeniyle bu kez de, insanın duygu varlığı olduğu gerçeği dönüşümü gerektirir. Amacı kendini tanımak olan tin, doğayı
yadsınmaya başlamıştır. Romantizm bu nedenle 18. yüzyılda yeni bir dönüşüme zorlar. Tin ve doğa uzlaşır. Sentezlenen
bilim ve aklın karşısına duygu ve sanatı koyarak, yaratıcılıkta yeni durum, tin ve doğanın mükemmel uyumu olan insandır.
özgürlük ve coşkunluğu öne çıkarmıştır.
İnsanlık tarihi, tinin kendini bulup tanımasının zeminidir.
Parçadan yola çıkılarak aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz? Buna göre Hegel’in varlık anlayışının temelinde aşağıda-
A) Aydınlanma öncesi dönemde dini ve geleneksel düşün- ki görüşlerden hangisi yer almaktadır?
celer ağır basmaktadır.
A) Varlık diyalektik olarak kendini oluşturur.
B) Romantizm aklı kutsayan düşünceler yerine insani duy-
guları öne çıkarmıştır. B) Varlık ancak duyusaldır.
C) Varlığa dair düşünceleri belirleyen kriterler zaman içinde C) Varlık hem ruh hem maddedir.
değişim göstermiştir. D) Varlık maddedir.
D) Varlığa bakış ölçütleri zamanla değişse de, dini ve gele- E) Varlık birden fazla yapıdadır.
neksel düşünce her zaman hakim olmuştur.
E) Aydınlanma dogmatik düşünceler yerine, otorite olarak
akıl ve bilimi seçmiştir. 10. Epikharmos’a göre geçmişte borç almış olan şimdi borçlu 8.
değildir. Geceden sabah yemeğine çağrılmış biri bugün da-
vetsiz gelir yemeğe çünkü çağıran ve çağrılan, aynı adamlar
8. Sokrates: Söylesene sevgili Sebes, az önce gösterdik ki göz- değildir artık, başka birer adam olmuşlardır. Ölümlü bir nesne
le görülebilen şeyler vardır; görülemeyen şeyler vardır. Güzel
gibi, doğru gibi, aziz gibi hep kutsal ve sade şeyler. Peki ya iki kez aynı hâlde bulunamaz çünkü fark edilmez. Anlık bir
ruh, onu görülebilenler arasında mı sayacağız, görülemeyenler değişmeyle bir dağılır, bir toplanır, bir gider, bir gelir. Öyle ki
arasında mı? doğmaya başlayan şey hiçbir zaman tam bir varlığa erişemez
Sebes: Elbette görülemeyenler arasında Sokrates!
Sokrates: Peki sana göre bu görülemeyen şeyler kendi zıtlarını çünkü bu doğuş zaten hiç bitmez. Bir sona varır gibi durmaz,
kabul ederler mi? Mutlak güzellik ile çirkinlik aynı yerde buluna- tohum hâlinden başka hâllere, bir o yana, bir bu yana doğru
bilir mi? Sıcağın bulunduğu yerde soğuk var mıdır? hep değişir durur.
Sebes: Hiçbir şekilde Sokrates!
Sokrates: Yani öyleki, soğuk ortaya çıktığında sıcak çekip gi- Bu parçada savunulan düşünce “Varlık nedir?” sorusuna
der, çirkin geldiğinde güzellik başka yerdedir değil mi?
verilen aşağıdaki yanıtların hangisini desteklemektedir?
Sebes: Bundan daha iyi ifade edilemezdi.
Sokrates: Şuna da yanıt ver, bedene hayat veren nedir? A) Oluştur
Sebes: Ruhtur elbette Sokrates. Bilindiği üzere beden ancak canlı ise
yaşıyordur! B) Maddedir
Sokrates: Demek ki ruh hayatın ilkesi oluyor?
Sebes: Elbette. C) Düşüncedir
Sokrates: Ama o zaman ruh ki can demektir, kendi zıddının D) Fenomendir
yani ölümün ortaya çıktığını görünce, ruh ölüyor, kendi zıddına
dönüşüyor mu diyeceğiz? Yoksa ruhun, tıpkı gözle görülmeyen E) Hem madde hem düşüncedir
diğer şeyler gibi başka yere gittiğini mi söyleyeceğiz?
Sebes: Belli ki başka yere gidiyor, Sokrates!
Sokrates: Evet Sebes, böylelikle ...………………...…………
kanıtlamış olduk. 11. G. Berkeley’e göre var olmak algılanmış olmak demektir. Bir
bilen olmaksızın hiçbir algı olmayacağı gibi hiçbir nesne de
Sokrates ve Sebes arasında geçen diyalogda boş bırakı-
olamaz. Süje bir bakıma objesini yaratır. Bir şeyin var oldu-
lan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
ğunu söylemek onun algılandığını söylemek demektir. Ne
A) gerçek manada bilgeliğe ruh ile beden arasındaki bağlar görüyor ya da ne düşünüyorsak akla bağlıdır.
çözülüp, ölüm sonrasında ulaşabileceğini
Yukarıdaki açıklama varlık felsefesinin hangi görüşü
B) varlığı ruh ve madde olarak ele alıp, ruhun yıkılmaz ve
ölümsüz olduğunu içinde yer alır?
C) bir filozofun, bedenin hazlarıyla değil, ruhun hazlarıyla il- A) Düalizm
gilenmesi gerektiğini
B) Oluşçuluk
D) önemli olanın hayat değil, iyi, sorgulanmış ve yaşanmaya
C) İdealizm
değer hâle getirilmiş bir hayat olduğunu
D) Materyalizm
E) kötülüğün nedeninin günahkâr bir irade değil, bilgi
eksikliği olduğunu E) Fenomenoloji
46