Page 192 - Felsefe - 10 | Beceri Temelli
P. 192

FELSEFE 10                                       Ortaöğretim Genel Müdürlüğü



          33. Etkinlik: Alışkanlık Yanılgısı
                                                         36. Etkinlik: Gerçeğe Yolculuk
         a)   Montaigne; ebeveynlerin ölçüsüz, aşırı, kuralsız ve kötülüğü
            görmezden gelen hatta onu hoş gören yaklaşımları çocukların   1.
            kötü alışkanlık edinmesinde etkili olduğunu düşünür.
         b)   Montaigne yaşın küçüklüğü, işin önemsizliği gibi durumlara
            bakılarak kötü davranışın görmezden gelinmesini hatalı bulur.   a.   Lauren’e ilişkin izlenimleri hatırlar ve onun yüzüne ait imgeleri
            Ona göre kötü yollarla iyiye ulaşılamaz.        zihnine çağırır. Masadaki fotolar arasından imgelere karşılık
         c)  Görüşleri “Kötülük kötülüktür, onun azı veya çoğu olmaz.”   gelenleri seçer ve onları bir araya getirerek bütün oluşturmaya
            anlayışına uygun düşer.                         çalışır. Bununla Lauren’in gerçek varlığına çok benzeyen bir
            “Kötülüğün azı, çoğuna göre meşrudur.” anlayışına ters düşer.  tasarım ortaya çıkarır.
            Metinde şu ifadelerin altı çizilir: Bu kötü yöntemleri yaşın   b.   Christof, Truman’ın ve Seahaven’daki dünyanın yeteri kadar
            küçüklüğüne ve işin önemsizliğine bakarak hoş görmek tehlikeli   gerçek olduğunu düşünmektedir. Gerçekliğin sahte ve gerçekle
            bir eğitim yoludur. (…) hırsızlığın çirkinliği, çalınan şeye göre   bir arada olduğunu hatta sahte, yalan ve ikiyüzlülüğün gerçeğin
            değişmez ki. (…) Ha altın çalmışsın ha bir iğne. “İğne çaldı ama   birer yüzü olduğunu, Seahevan ve kapının öteki tarafındaki
            altın çalmak aklına bile gelmez.” diyenlere benim diyeceğim   gerçekliğin doğru, tam ve pürüzsüz olmadığını belirtmektedir.
            şudur: “İğneyi çaldıktan sonra niçin altını da çalmasın?”  c.   Açıklama ve repliklerden Truman’ın kapının önünde karasızlık,
         ç)   İnsan davranışlarının iç muhakemesini yapar, alışkanlıkları   tereddüt ve korku yaşadığı anlaşılmaktadır. Onun yaşadığı
            sorgularsa iyi ve kötü olduğu hakkında bilgi sahibi olabilir.
                                                            varoluşsal bir korkudur. Christof ile diyaloğunda Seahaven’ın
                                                            sahteliği hakkında bilinç kazanır ve kapının ötesine olan
                                                            merakı artar. Cesaretini toplayarak atılım yapar kapının ötesine
                                                            geçer. İradesini kullanır. Seahaven’den ayrılıp ayrılmama, kapı-
                                                            nın ötesine geçip geçmeme konusunda kendi seçimini yapar.
                                                            Bununla kendi hakikatini yaşamayı seçer, kendini belirler ve
                                                            çabalarının sonucunda özgürlüğünü elde eder.
          35. Etkinlik: Varlık Düşünceden Bağımsız mıdır?
                                                         37. Etkinlik: Hangisi Gerçek?
           1.  Felsefe açısından varlıklar, zamana ve mekâna bağlı olarak du-
             yularla algılanabilen “real varlıklar” (elma vb.) ile zamandan ve   1.
             mekândan bağımsız sadece düşüncede var olan “ideal varlıklar”
             (kanatlı at vb.) olarak ikiye ayrılır. Filozoflardan bazıları sadece   a.   Hipergerçeklik, gerçekliğin yerini alan simülasyondur. Dijital
             birini bazıları ise her ikisini de kabul etmektedir. Bir şeye var   çağ, gerçeğe (hakikat) dair algıları değişime uğratarak yeni
             demek yeterli değildir. Onun varlığının bilgisini temellendir-  bir gerçekliği ortaya çıkarmıştır. Sosyal medyada oluşturulan
             mek gerekir. Bu açıdan felsefede real varlıklar için “Görünüşle-  profiller, takip etme ve takip edilme eylemleri insanların kendi
             rini ortadan kaldırdığında geriye ne kalır?” sorgulaması yapılır.   gerçekliklerini çarpıtarak sunmalarına neden olmaktadır.
             Farklı görüşler oluşur. İdeal varlıkta ise zihin üzerinde durul-
             muş ve onun işleyişi sorgulanmıştır. Özellikle matematiğin sa-  b.   Hipergerçeklik, gerçekliğin yerini alarak somut yaşantıların
             dece düşüncede var olması ve matematiksel varlıklarla yapılan   film senaryoları gibi düşünülmesine yol açmaktadır. Ekranlar
             işlemlerin kesinlik taşıması üzerindedurulmuştur. İnsanın do-  aracılığıyla değil doğrudan temaslar kurarak insanları anlaya-
             ğuştan birtakım bilgilere ya da onları işleyebilme yeteneğine   bilmek mümkündür.
             sahip olduğu yönünde fikirler gelişmiştir.
           2.  Birinci soruya yönelik tartışmalar genel olarak felsefede bilgi-  2.  İnsanlar, kendileri ve çevreleri hakkındaki bilgileri duyu verile-
             nin kaynağı yönünde rasyonalist ve empirist filozoflar arasın-  ri ve akıl yürütmeleri sayesinde elde edebilmektedir. Sanal
                                                            gerçeklik simülasyonlar ile insanların duyu ve akıl sürecine
             da daha çok birbirine karşıtlık içeren ama temelde nihilizmin   müdahalede bulunur. Tanımların doğruluğu için neyin gerçek
             “Varlık yoktur.” argümanını çürütmeye çalışan bir çizgi izler.   neyin simülasyon olduğu ayırt edilmeye çalışılmalıdır.
             Varlıkların kesin bilgisine sahip olunduğu hâlâ tartışılmaktadır.
             Bu, sadece felsefenin değil bilimin de cevap aradığı bir sorun-
             dur. Bilimin felsefeden farkı sadece real varlıkla ilgilenmesi ya-  38. Etkinlik: Zamanın İzinde
             nında ona yönelik kesinlik derecesi daha yüksek bilgileri suna-
             bilmesidir. Felsefenin varlığı tartışması teorik pratik tüm bilgi   1.
             alanlarını etkilemiştir. Matematik ve mantık anlamındaki ge-
             lişmelerde filozofların katkısı azımsanmayacak kadar fazladır.  a.   Aristoteles, “Zaman bir bütündür ve bir varlık olarak var değil-
                                                            dir. Sadece şimdi vardır ve şimdilerin toplamı zaman değildir.”
                                                            der. Augustinus ise “Önemli olan şimdi ise gelecek nerede?”
                                                            diye sorar. Geçmiş ve gelecek dâhil tüm zamanı anlara bağlar.
                                                        b.   Doğada sürekli bir değişim bulunmaktadır. Bu gözlemlendi-
                                                            ğinde bazılarının bir döngü izlediği görülebilir. Bir tohumun
                                                            yeşermesi, ağaç olması, ondan bir tohumun doğması ve onun
                                                            yeşermesi döngüsü buna örnektir. İnsan bunları sorguladığında
                                                            bu art arda olayların belli bir akışta olduğunu düşünmektedir.
                                                            Bu akışı gözlemlemenin ve idrak etmenin zaman fikrini oluş-
                                                            turduğu söylenebilir.
                                                         2.  Zamanın insan hayatı için sonlu oluşu hayatın nasıl anlam-
                                                            landırılmasına yönelik bir bilincin gelişmesini sağlar. İnsanın
                                                            kendi hayatı ile ne yapmak istediği, neleri yapabileceği, nasıl
                                                            yapması gerektiği gibi sorular insan hayatını yönlendirir. Ha-
                                                            yatın zorunlulukları ve zorlukları, kişinin iradesi ve tercihleri
                                                            onun kendi hayat yolunu çizmesinde belirleyicidir.


          190
   187   188   189   190   191   192   193   194   195   196   197