Page 808 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 808

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10                          Ortaöğretim Genel Müdürlüğü


                                             CEVAP ANAHTARLARI
            b) Bu  cümleyle  müdür,  yolcunun  yaşadığı  sorunun  fizyolojik   söylenecek yer arıyorsun.
              veya psikolojik bir rahatsızlıktan kaynaklanmadığını; sorunun   Babaannem: Madem düştü, al eline bir bez, hemen sil. Eline mi
              kendi hayatıyla ilgili bazı olaylar, tavırlar ve kararlardan ileri   yapışır?
              geldiğini belirtmeye çalışmıştır.            Dedem: Anlaşıldı, bugün yine rahat yok bize!
          2.  Bir insan önem vermediği, ilgilenmediği her türlü şeyden zaman
            içinde uzaklaşır ve onların güzelliklerini göremez olur. Aynı du-  Etkinlik No.: 226
            rum çok ilgilenilen ve bu nedenle de sıradanlaşan şeyler için de   1.  Büyükanne: Görmüş geçirmiş, geleneklere bağlı, anaç, sözünü sa-
            geçerlidir. İnsan, sürekli olarak gözünün önünde olan güzellikle-  kınmayan, aile bağlarına önem veren, baskın bir karakterdir.
            rin farkına varmaz olur.
                                                           Büyükbaba: Geleneklere bağlı, eskiye ve gençlik yıllarına özlem
          3.  Parçada yolcu, günlük olayların ve sıkıntıların etkisiyle hayata geç   duyan, emekli olduktan sonra kendini işe yaramaz görüp boşluk-
            kalmış ve gerçeklerin peşinde hayallerinden vazgeçmiş bir kişidir.   ta hisseden, aile bağlarına önem veren, ailecek çektirdiği bayram
            Onun, yıldızları görememesi de aslında bu geç kalmışlığın getir-  fotoğrafına evdeki çalışanların da dâhil olmasını isteyecek kadar
            diği pişmanlık duygusudur.                     nahif biridir.
            Olası Cevap:                                 2.  Büyükbaba, metinden alınan aşağıdaki bölümde yeni neslin anı-
            Pişmanlık her insanın belli dönemlerde yaşadığı bir duygudur. Bu   lara ve aile büyüklerinin fotoğraflarına saygı duymamasından,
            pişmanlıklar bazen küçük, bazen de büyük olabilir. Ben de haya-  değişen değer yargılarından yakınmaktadır.
            tımın farklı dönemlerinde yaptıklarımdan veya yapmadıklarım-  “Neyse, biz eskiden anılara çok saygı gösterirdik. Şimdiki gençler
            dan, söylediklerimden veya söylemediklerimden pişmanlıklar   futbolcu. Falan efendiyle artist feşmekân hanımın resmine, paşa
            duydum ancak şunu da fark ettim ki bu pişmanlık duygusuyla   babanın, kâtip dayının resminden daha çok önem veriyorlar. Bak,
            yaşamak, insana hiçbir şey kazandırmıyor. Tam tersine hayatı ya-  şurda, bilirsin eskiden pederin resmi asılıydı. Nasıldı ama? Pala-
            şanmaz bir hâle getirmeye başlıyor. Önemli olan bu pişmanlıklara   bıyık, rıhtım babası gibi, oturaklı bir adamdı!”
            saplanıp kalmak değil, onlardan ders çıkarıp yeni pişmanlıkların   “Rahmet olsun canına, o resmi de sırf bıyıkları için çektirmişti.
            önüne geçmektir.                               O canım fotoğrafı bir gün merasimle indirip yerine bu dağ bayır
          4.  Burada  ateş böceği küçük  mutlulukları, çocuk elleri ise küçük   resmini astılar. Gık bile diyemedim yahu… “
            şeylerden elde edilen büyük mutlulukları ifade etmektedir. Böyle-  Büyükbaba, eskiden âdet olduğu üzere, büyük bir hevesle ama
            sine küçük görünen şeylerden mutlu olabilmek için ancak çocuk-  aynı zamanda çekinerek ailesiyle birlikte bir bayram fotoğrafı
            lar kadar güzel ve büyük kalplere sahip olmak gerekir.  çektirmek istemiş, gelini Seniha “Bir bu eksikti.” diyerek büyük-
                                                           babanın bu girişimini küçümsemiştir.
          Etkinlik No.: 225
                                                           “BÜYÜKBABA — Şöyle ailecek bir fotoğraf çektirelim diyordum
          1.  Metindeki genel çerçeveden yaşlı kişilerin çok da mutlu bir ya-  kaç zamandır. Gülerler diye söyleyemedimdi.  Bugün tepem attı,
            şam sürmedikleri anlaşılıyor. Bu mutsuzluğun sebebi; yaşlı kişi-  kararım karar.”
            lerin birbirleriyle, kendileriyle ve hayatla olan çatışmaları olabilir.   “BÜYÜKBABA — Eğer... Şey... uygun görürseniz diyordum...
            Tahammülsüz davranışları; basit sebepler yüzünden birbirleriy-  Şöyle hep birlikte bir fotoğraf çektirelim... Bayram hatırası olur.
            le tartışmaları; çocuklarına, torunlarına ve geçmişe duydukları   Bizim de belki son hatıramız.
            özlem; yalnızlıklarını unutmak için  sürekli olarak oynadıkları
            tombala oyunu, mutsuzluklarının somut birer göstergesi olarak   SENİHA — (Kısık) Bir bu eksikti.”
            değerlendirilebilir.                         3.  Olası Cevap:
          2.  Yaşlılık, insan hayatının sona yaklaştığı safhalardan biridir. Geç-  Biz yıllardır, ben kendimi bildim bileli bayramın ilk gününü am-
            mişe dair keşke ve pişmanlıkları olmayan, mutlu bir yaşam süren   camlarla birlikte, cümbür cemaat babaannemin evinde geçiririz.
            insanlar yaşlılık dönemlerini daha huzurlu geçirirler. Çünkü ha-  Dedem vefat ettikten sonra “Artık eskisi gibi olmaz.” dediğim bu
            yatı olumlu ve olumsuz tüm yönleriyle kabullenmiş, genel olarak   gelenek babaannem sayesinde yaşamaya devam ediyor.
            yaşamla ilgili beklentilerini gerçekleştirmişlerdir. Bu beklentiler,   Babaannem, bayram sabahları erkenden uyanıp büyük bir gay-
            her insanın mutlu olma ölçütüne göre değişir. Kimi yapmak is-  retle bayrama özel hazırladığı yemekleri ve mis kokulu bayram
            tediği işi yaparak, kimi hayalindeki eş ve çocuklara sahip olarak,   pilavını pişirir. Tatlıları ise arife gününden yapıp tepsi tepsi mi-
            kimi zengin bir hayat sürerek, kimi çok gezerek, kimi manevi   safir odasındaki dolabın üstüne dizer. Biz ilk nesil torunlar için
            huzura ererek… mutlu olmayı başarır. Mutluluğu yakalamış in-  bayram sabahı bunları yemek çok alışıldık bir durum olsa da
            sanlar; yaşlılığı da tıpkı çocukluk, gençlik ve yetişkinlik gibi ha-  bizden sonra gelenler bu güzelim yemekler yerine kahvaltı yap-
            yatın kendi döngüsü içinde doğal bir evre olarak algılayıp tüm   mayı tercih ederler. Babaannem onlar için bu yaşlı hâliyle bir de
            zorluklarına rağmen bu dönemi en iyi şekilde değerlendirmeye   kahvaltı menüsü hazırlar. Yemek faslından sonra en heyecanlı kıs-
            çalışırlar.                                    ma geçilir: el öpme ve harçlık toplama merasimi. Babam, annem,
          3.  Olası Cevap:                                 amcam ve yengemler önce babaannemden başlamak üzere her-
                                                           kesle bayramlaşır. Biz de sırayı bozmaz, büyükten küçüğe doğru
            Dedem ve babaannem evliliklerinde elli yılı geride bırakmışlar.   hiç kimseyi atlamadan bu merasimi tamamlarız. Yıllar geçse de
            İki amcam, babam ve halamı evlendirip torun torba sahibi olduk-  hafızamdan hiç silinmeyecek görüntüler kalmıştır bu anlara dair.
            tan sonra köşelerine çekilmişler. Yıllarca iş güç, çoluk çocuk telaşı   Herkesin sesi, gülüşü, iyi dilekleri birbirine karışır bu anlarda,
            derken birbirlerine vakit ayıramamışlar. Dedem bazen “Nasıl gel-  babaannemin pek de büyük olmayan oturma odası bir panayır
            di geçti bunca yıl, hiç anlamadık.” der. Arada ne kadar didişir gibi   alanına döner âdeta.
            görünseler de aslında birbirlerini çok severler. Aralarındaki en
            büyük sorun, babaannemin temizliğe olan düşkünlüğü, dedemin   Etkinlik No.: 227
            ise bu konudaki özensiz davranışları.        1.
            Babaannem: Daha dün temizlemiştim balkonu, çiçekleri sularken   A. Turan Oflazoğlu’nun “YİNE BİR GÜLNİHAL Dede Efendi”
                                                           adlı eserinden bir kesit sunulan bu metinde Batılılaşma sorunu
            çamur etmişsin ortalığı. Biraz dikkat etsene, her defasında aynı   ele alınmıştır. Sultan Abdülmecit’in Batı müziğine duyduğu hay-
            şey! Söylen, söylen dur…                       ranlık ve Batı’yla ilgili söylemleri Dede Efendi’yi üzse de mesele
            Dedem: Ne yapayım, elimdeki su kabı aniden düşüverdi! Sen de   daha sonra tatlıya bağlanmıştır.


          806
   803   804   805   806   807   808   809   810   811   812   813