Page 543 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 543

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11


                                                CEVAP ANAHTARLARI
             2.  a)  Sanat eserlerinin konusu insandır. Tarihsel dönem, coğrafya   calamaların normal bir durum olduğunu, eski-yeni arasında
                 ve anlayışlardaki farklılıklara rağmen sanatçılar, geçmişten   kalan her kuşağın bu çatışmayı yaşadığını farklı karşılaştırma
                 bugüne kadar ortaya koydukları eserlerde ortak insani de-  ve örneklerle ortaya koymuştur. Tanzimat Dönemi bağlamında
                 ğerlerin altını çizmiş ve insanlığı bu değerler etrafında birleş-  ifade edilen bu düşünceler metnin sonuç kısmında (tümevarım
                 tirmişlerdir. Böylece edebiyat (ve daha geniş anlamda sanat)   yöntemi) ifade edilen ana düşünceyle tutarlı bir yapı oluştur-
                 coğrafya ve zamanı aşan bir birleştiricilik işlevini yerine   maktadır.
                 getirmiştir.                              4.  Kaplan’a göre edebiyat, bir milletin maddi-manevi özelliklerini,
                b)  Bir edebî eser, onu ortaya koyan sanatçının içinde yetiştiği   kültür hayatını, yaşam biçimine ait pek çok ayrıntıyı bünyesinde
                  toplumdan, kültür ortamından ve coğrafyadan izler taşır.   barındırır. Tarihî süreç içerisinde yaşanan olayların birey ve
                  Sanatçı, ortak insani özellikleri ve evrensel değerleri kendi   topluma etkileri, olumlu-olumsuz sonuçları; sevinçler, acılar,
                  kültürü, inancı, hayata bakış açısı vs. ile harmanlayarak oku-  özlemler vs. en çarpıcı biçimde edebî eserlerde dile getirilmiştir.
                  ra sunar. Böylece millî kültürden beslenen eserler zenginleşir   Bu bakımdan bir milletin edebiyatını anlamak o milleti anla-
                  ve dünya edebiyatları içinde özgün bir kimlik kazanır.  mak demektir.
             3.  İnsanlar arasında fikir ayrılığı, tartışma ve anlaşmazlıkların
                ortaya çıkması normal bir durumdur. Önemli olan, anlaşmazlık   Etkinlik No.: 18
                ve çatışmaların uzlaşı kültürü çerçevesinde çözüme kavuşturul-
                masıdır. Toplumu oluşturan bireyler arasında uzlaşı kültürünün   1.  a)  Altın saf ve çok değerli bir madendir. Pirinç ise bakır ile
                                                                çinko karışımı bir alaşımdır. Şairlerin sadece güzel ve iyi
                oluşması empati, öz eleştiri, olaylara geniş bir perspektiften
                bakma, farklılıklara saygılı olma gibi değerleri benimsemekle   olanı yansıtması gerektiği düşüncesinden hareketle böyle bir
                mümkündür.                                      benzetme yapılmıştır.
                                                              b)  Bu görüşe katılıyorum. Çünkü tabiat birçok kötülüğü de
             Etkinlik No.: 16                                   barındırır ve tabiatta her şey zıddı ile vardır. Ama sanatçı
                                                                bunların içinden sadece güzel ve doğru olanları seçmelidir.
             1.  a)  Toplumun yaşadığı, hissettiği, önde tuttuğu döneminin ger-  Bu görüşe katılmıyorum. Çünkü tabiat denge üzerine ku-
                 çeklerini ele almak yoluyla topluma bakmış ya da toplumla   rulmuştur. Bu denge içinde iyinin yanında kötü, güzelin
                 ilgilenmiş olur.                               yanında da çirkin vardır. Sanatçı da bunları gerektiği kadar
                b)  Er, Türkçe sözlükte; “1. Erkek 2. İşini iyi bilen, yetenekli   anlatmalıdır. İdealize edilmiş bir sanat anlayışı doğru bir
                  kimse. 3. Kahraman, yiğit. 4. Rütbesiz asker, nefer. 5. Koca.”   anlayış değildir.
                  anlamlarını içermektedir. Bu anlamlardan hareketle yukarı-  2.  Hayal ürünü olanın da sanat olabileceğini düşünüyorum. Çün-
                  daki cümlede sanatçının bir kahraman olduğu söylenmek-  kü bugün bilim kurgu ve fantastik eserler de vardır. Çok da ilgi
                  tedir. Sanatçı toplumunun acısıyla tatlısıyla tüm gerçeklerini   görmektedir.
                  çekinmeden dile getirmekle kahraman olmayı hak etmiş
                  demektir. Bu sebeple sanatçıya “er” denmesi yerindedir.  3.  Şairin, dünyada hoşa gitmeyen, kötü şeyleri ayıklayarak eserine
             2.  Metindeki küçük doğrular ifadesi bireyin gerçekleri olarak ele   sadece iyi ve güzel olanı aldığı ve dünyanın şairlerin anlattığı
                                                              gibi temiz ve mis kokulu olmadığını anlatmaktadır.
                alınabilir. Birey toplumun bir üyesi olduğundan sanatçı sadece
                bireyi de anlatsa (küçük doğrular) toplumu anlatmış olacaktır.   4  Katılıyorum. Yazar var olanı bozmamalıdır. Gerçeğe sadık
                Küçük doğrular sanatçıyı büyük doğrulara yani toplumun   kalmalıdır. Çünkü  sanatçılar yalancı değildir. Onlar örnek
                gerçeklerine götürecektir. Toplumsal gerçekler ise her toplumun   insanlardır.
                millî ve manevi doğruları olacaktır.          Katılmıyorum. Çünkü eğer sanatçı sadece var olanı yazacaksa
             3.  Edebiyatçı her zaman bağımsız olmalıdır. Şüphesiz edebiyatçı-  onun sanatçı olduğunu nasıl söyleyebiliriz. Ayrıca o zaman
                nın bir dünya görüşü olacaktır ama ait olduğu toplumun ger-  sanatçının sıradan insandan bir farkı kalmaz.
                çeklerine karşı kayıtsız olmamalıdır, saygılı olmalıdır. Evrensel
                değerlere karşı da bu tutumu takınmalıdır.  Etkinlik No.: 19
             4.  Sanatçı bazen toplumunun aynası çoğu zaman da toplumunu   1.  a)  Kavga, görüş ayrılığı yaşayan kişilerin, sorunları konuşarak
                peşinden sürükleyen kişidir. Onlar ait olduğu toplumlara ha-
                yaller kurarlar. Ayrıca ait oldukları toplumun vitrinindeki çok   çözmek yerine düşmanca davranış ve sözlerle çekişmesi
                değerli kişilerdir.                             demektir. Yazara göre eski-yeni tartışmasının tarafları, yıl-
                                                                lardır süregelen ve “kronikleşmiş” bir sorunu çözmeye değil,
                                                                kendi doğrularını karşı tarafa dikte etmeye ve ötekini yıkma-
             Etkinlik No.: 17
                                                                ya çalışmaktadır. Mantık çizgisinden ve doğru bir tartışma
             1.  Yazar, Tanzimat Dönemi’nde yaşanan eski-yeni çatışmasına   zemininden kayarak bir kavgaya dönüşen bu tavır, edebiyat
                değinmiş, yeni ve mükemmel eserler ortaya koymanın nesiller   dünyasında kısır bir döngü oluşturmaktadır.
                boyu yapılan sabırlı denemelerle mümkün olacağını savunmuş-  b)  Yazar bu tartışmanın (kendi ifadesiyle kavga) taraflarından
                tur. Savunduğu bu düşünceye okuru ikna etmek ve düşüncenin   biri değildir. Çünkü eski-yeni arasındaki mücadelenin kâi-
                daha iyi anlaşılmasını sağlamak için de yeni bir anlayışı sabırla   nattaki devamlı hareketin doğal bir sonucu olduğunu dü-
                deneyerek eserler veren şair ve yazarları birer kanıt olarak   şünmekte ve eski veya yeni olmanın bir değer ölçüsü olarak
                sunmuştur.                                      kabul edilemeyeceğini savunmaktadır. Yazarın Bitmeyen
             2.  Katılıyorum. Çünkü “eski-yeni” kavramları sanat, yaşam tarzı,   Kavga ifadesini başlıkta kullanması bu kavgada taraf olma
                düşünce yapısı vs. unsurlarda birbirinden farklı özelliklere sahip   değil, kavgayı bitirme isteğini yansıtır.
                iki farklı alanı ifade eder. Yeni bir bakış açısı ortaya koyabilmek   c)  Yazar, edebiyat dünyasındaki eski-yeni tartışmasıyla ilgili bir
                eskimiş olanı bırakmak ve yeniyi benimsemekle mümkündür.  metin yazarken zaman ve sanat zevki gibi göreceli iki alana
                Katılmıyorum. İnsanın etkileşim hâlinde olduğu pek çok   girmek zorunda kalmıştır. Göreceli kavramlar üzerinde
                alanda zaman kavramının etkisiyle değişikliklerin yaşanması   çoğunluğun kabul edebileceği nesnel yargılar ortaya koymak
                kaçınılmazdır. Ancak yeni bir anlayış, ürün, düşünce vs. ortaya   zordur. Bu durumun farkında olan yazar, nesnel hükümler
                koymak için eskiyi tamamen yıkmak/reddetmek gerekmez.   vermek yerine, söz konusu tartışmanın çıkış noktası olan bu
                İnsan ihtiyaçlarına cevap veremeyecek eski ögeler ayıklanarak   göreceliliğe dikkat çekmiş ve değer ölçüsü olarak güzellik ve
                veya çağa uyarlanarak yeni anlayış, sağlam bir temel üzerine   beşerî değerleri arayan bir anlayışı önermiştir. Ancak yazarın
                inşa edilmelidir.                               ortaya koyduğu güzellik ve değer kavramları da ele alınan
             3.  Metnin ana düşüncesi “Türk edebiyatı, başlangıcından bugüne   diğer kavramlar gibi tartışmaya açık, göreceli kavramlardır.
                kadar Türk kültür ve yaşantısının bir aynasıdır. Bocalamalar ve   2.  Herhangi bir konuda okurun ikna olması, öne sürülen düşün-
                acemiliklerin yaşandığı Tanzimat Dönemi’ni bu edebî sürecin   cenin somut örneklerle açıklanmasına bağlıdır. Yazar, eski-yeni
                dışında tutmak yanlış bir tutumdur.” şeklinde ifade edilebilir.   tartışmasıyla ilgili yaklaşımını ortaya koyarken psikoloji, ede-
                Yazar, Tanzimat Dönemi’nde yaşanan sıkıntı, acemilik ve bo-  biyat tarihi ve toplum bilimine ait verilerden; Yunus Emre’nin


                                                                                                   541
   538   539   540   541   542   543   544   545   546   547   548