Page 551 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 551

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11


                                                CEVAP ANAHTARLARI
                anlatılarak onlara karşı daha duyarlı olunması gerektiği anlatıl-  b)  Nesne / Edat Tümleci / Dolaylı Tümleç / Yüklem, Nesne /
                maya çalışılmıştır. Onların dualarını hem toplum hem de fert   Edat Tümleci / Dolaylı Tümleç / Yüklem
                olarak işitmemiz gerektiği vurgulanmıştır.
                                                           2.  a) Kaşıkadası’na ifadesi Kaşık Adası’na şeklinde olmalı.
             2.  Metinde“yuva’’, bir öksüzün gönlü için Kızıl Elma, erişilmez bir
                bahtiyarlık olarak ifade edilmektedir. Yazar için ise bulunduğu   b) Ama bağlacından sonra virgül kullanılmış.
                edebî topluluğun yegâne amacı Kızıl Elma'ya ulaşmaktır. Onun   c) Adeta kelimesi âdeta şeklinde olmalı.
                Kızıl Elma'sı, Turan ülküsünün bir sembolüdür. Yazar millî
                edebiyat zevk ve heyecanını devam ettiren bir anlayışla eserler   3.  a) Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılmıştır.
                yazmaktadır. Bu nedenle heyecanını bu ifadelerle desteklemek-  b) Cümlede özneyi belirtmek için kullanılmıştır.
                tedir.
             3.  Ziya Gökalp de yazar gibi aynı edebî ekolün temsilcilerindendir.   Etkinlik No: 63
                Bu edebî dönemin fikri yapısından kaynaklı olarak eserlerinde
                bu ifadelere sıkça yer verilmiştir. Her iki sanatçı da bu ifadeyle   1.  I. Cümle: İşsiz geçen yıllarımı/unutmuş(um).
                aynı ülkünün peşinde olduklarını vurgulamak istemektedirler.
                                                              II. Cümle : Dünyayı yeniden sevmeye, insanlara yeniden ısın-
                                                              maya/başlamıştım.
             Etkinlik No: 60
                                                              Gizli özne ben / nesne/yüklem
             1.  Bu dönemde dünyada ve ülkemizde birçok bilimsel gelişme   Gizli özne (ben)/Dolaylı Tümleç ( yer tamlayıcısı )/yük-
                meydana gelmiştir. Halk da doğal olarak bu gelişmelerden ya-  lem
                rarlanmaya başlamış ve bu gelişmelerin sonuçlarını konuşmak-
                tadır. Günümüz insanının gündemi ise çok farklıdır. Günümüz   temel öge            yardımcı öge        temel öge
                insanı bu bilimsel gelişmelerin nimetlerinin içinde doğmuştur.   yardımcı öge      temel öge              temel öge
             2.  Metinde, toplumsal yozlaşma ve yabancılaşma konularına de-  2.  Özne/Zarf Tümleci/Zarf Tümleci/Yüklem/Dolaylı Tümleç
                ğinilmiş, fen alanında ortaya çıkan pek çok icada karşılık  top-  Cümlenin devrik olması metnin ahengine katkı sağlamıştır.
                lumsal dayanışma, toplum ahlakı, insani ve manevi alanlardaki   Yazarın üslubunun oluşmasını sağlamıştır.
                gerilemelere dikkat çekilmiş.
                                                           3.  Yatıp kalkacak temiz bir yatak...
             3.  Hikâyede, bilgece sözler söyleyen dilencinin söyledikleri, hikâ-
                yenin yazıldığı zamanda Türk toplumunun kaybetmeye başladı-  İstediğim zaman içine girebileceğim bir banyo küveti...
                ğı manevi değerler olarak dikkat çekmektedir.  Cazlı çalgılı bir yemek salonu...
                                                              Temiz hava...
             4.  Türk toplumunu değerli kılan insani değerler, örf ve âdetler
                günümüz yaşamına uyarlanabilir. Toplumun nereden geldiğini   Okuyup yazmak için bol zaman...
                unutmadan bir ayağı geçmişinde bir ayağı da gelecekte olacak   Yazarın metnin içinde eksiltili cümlelere yer vermesindeki
                şekilde günümüz koşullarının gerekleri yerine getirilebilir.  amaç, anlatılanların okurun hayal gücüne bırakılmasını sağla-
                                                              maktır.
             Etkinlik No: 61
                                                           4.  Metni noktalama işaretleri olmadan okumak neredeyse imkân-
             1.  Sabahattin Kudret Aksal, hikâyelerini çoğunlukla 1940-1960   sızdır. Çünkü metinde vurgu ve tonlamalar noktalama işaret-
                yılları arasında yazmıştır. Sokakta Opera adlı hikâyesinde   leriyle sağlanmıştır. Duygular ve heyecanlar konuşma dilinde
                kahramanın duygularını ön plana çıkararak onun psikolojisini   tonlama, jest ve mimiklerle anlatılır. Yazı dilinde bunları göster-
                aktarmıştır. Hikâye boyunca kahramanın iç dünyası ayrıntılı bir   mek için noktalama işaretlerine ihtiyaç duyarız.
                şekilde verilmektedir.                     5.  (?) – (?)- (?)- (?)- (.)  Metinde 1, 2, 3 ve 4. cümlelerin sonuna
             2.  Metinde geçen ifadeler, kullanılan eşyalar, yer adları ve birtakım   soru işareti getirmeliyiz.  Çünkü “mi” soru edatı cümleye soru
                olaylar metnin yazıldığı dönem ile ilgili ipuçları verebilir.   anlamı katmıştır. Oysa V  numaralı cümlede “mi”  soru edatı
                Sokakta Opera adlı metinde yapılan çevre tasvirlerinde telgraf   cümleye soru anlamı katmamıştır. Cümleye zaman anlamı
                                                              katmıştır. Bu nedenle soru işareti yerine nokta konmalıdır.
                telleri ve direkleri ifadeleri geçmektedir. Telgraf, telefondan önce
                kullanılan bir iletişim aracıdır ve bize bu metnin yazıldığı yıllar   6.  (ayırımında - kararsızlıkmı -  Merakettiğiniz – kitapdan –
                ile ilgili ipucu vermektedir. Metinde bir çocuk Çelik çomak   Libermanın – psulanız)
                oynayalım mı? diye yüksek sesle bağırmaktadır. Çelik çomak
                oyunu da geleneksel oyunlarımızdandır ve bize metnin yazılış   Etkinlik No.: 64
                tarihi ile ilgili ipucu vermektedir.
                                                           1.  Beytin günümüz Türkçesine aktarılmış hâli “Filozof o kişidir
             3.  Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı’nda hikâyelerimiz 1923-1940 ve   ki nerede olursa (olsun), zaman ona uymazsa elbette hemen
                1940-1960 yılları arası olmak üzere iki dönemde incelenmek-  o zamana uyar.” şeklindedir. Şiirin bağlamından hareketle bu
                tedir. Bu dönemde yazılan hikâyeler çoğunlukla Millî Edebiyat   kelimenin, “bir inanca, bir anlayışa, bir duruma veya egemen
                etkisinde yazılan, toplumsal gerçekçi konulara ağırlık veren,   bir güce uygun davranışta bulunmak, riayet etmek: Şu acayip
                modernizmi esas alan, millî-dinî duyarlılıkla yazılan, bireyin iç   sevdaları bırak, muhite uy, zamana uy, hayatını mükemmel
                dünyasına ağırlık veren hikâyeler olmak üzere sınıflandırılmak-  kazanırsın.” anlamında kullanıldığını tespit ederiz.
                tadır. Sokakta Opera adlı hikâyeden alınan yukarıdaki ifadeler-
                de yazar, kahramanın içinde bulunduğu durumu yani ruh hâlini   2.  “Gül, dikensiz olmaz.” kalıplaşmış söz öbeğinin “İyi veya güzel
                bireyin iç dünyasından hareketle anlatmaktadır. Bunu yaparken   olan her şeyin az çok sıkıntı veren bir yanı da bulunur.” anlamı-
                kahramanı kendi kendine konuşturmaktadır. Buna iç konuşma   na geldiğini bilmekteyiz. Bu kalıplaşmış söz öbeğinden hareket-
                (iç monolog) tekniği de denir. Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı   le yâre (sevgiliye) de herhangi bir engelle karşılaşıp ona göğüs
                hikâyelerimizde konu açısından ve teknik açıdan yenilik ve   germeden ulaşılamayacağı anlatılmaktadır. Sevgiliye kavuşabil-
                zenginlikler ortaya çıkmıştır.                mek için bir zahmete katlanılması gerektiği, çok arzu edilen bir
                                                              şeye ulaşmak için emek vermek, sıkıntılara sabretmek gerektiği
                                                              anlamını çıkarırız.
             Etkinlik No: 62
                                                           3.  Cihânda var nice ehl-i hüner ki düşkündür/Efendi arşa çıkınca
             1.  a) Edat Tümleci / Dolaylı Tümleç / Zarf Tümleci / Yüklem  el elden üstündür beytinin günümüz Türkçesine aktarılmış hâli:


                                                                                                   549
   546   547   548   549   550   551   552   553   554   555   556