Page 435 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 435

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 12                          Ortaöğretim Genel Müdürlüğü


                                             CEVAP ANAHTARLARI
                                                            zarar vermek, onu üzmek, kırmak aklımızdan geçmez. Genel
          Etkinlik No.: 78
                                                            itibarıyla da şiirin insan duygularını en yoğun biçimde yansı-
          1.  Fazıl Hüsnü Dağlarca, açıklamasında Havaya Çizilen Dünya’nın,   tan bir tür olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle şiirin  böyle bir
             şiire dair yansıtmak istediği yapısal ve anlamsal özellikleri  yan-  gücü olduğuna inanıyorum.
             sıttığı, kendi imzası ve edebî karakterini taşıdığı bir şiir oldu-  3.  Olası cevap: Türk edebiyatında yüzyıllar içinde oluşan sağlam
             ğunu vurgulamak istemiştir. Bunu da her insanın kendine özgü   bir şiir geleneği bulunmaktadır. Tarihsel dönemler içinde baktı-
             olan parmak izi ifadesiyle somutlaştırmıştır.  ğımızda şiir anlayışlarının zaman zaman farklı yollara yöneldiği
          2.  Olası cevaplar:                               görülmektedir. Ancak bu farklı yollardan giden şiirin birbirin-
             Evet, düşünüyorum. Çünkü okuduğumuz şiirde yalnızlık, hü-  den beslendiği de yadsınamaz. Garip anlayışının hangi gelenek-
             zün, sessizlik, sevinç gibi duygular işlenmiş ve neredeyse her   ten olursa olsun her türlü şiir anlayışını yadsıması, Garip şairle-
             dizede farklı bir duygu ele alınmıştır.        rini birkaç koldan eleştirilere cevap vermek zorunda bırakmıştır.
             Hayır, düşünmüyorum. Her ne kadar bu şiirde farklı duygular   Cevap vermeseler bile eleştirilere tahammül etmek zorunda
             yer almış olsa da şair onları derinlemesine işlememiş. Şairin o   kalmışlardır.  Sanatçı  kişilikli  eleştirmenlerin  eleştirilerinin,  o
             duyguları tam anlamıyla yansıttığını düşünmediğim için duy-  dönemdeki okuyucu kitlesini az ya da çok etkilemesi kaçınıl-
             gulardaki derinliği ve içtenliği hissedemedim. O yüzden şair, bu   mazdır. Ayrıca basın-yayın olanaklarının kısıtlı olması, bu her
             şiirinde bahsettiği duyguları derinlemesine işlemiştir diyemem.  şeyi yadsıyan yeni şiir anlayışındaki ürünlerin basımı için dergi,
          3.  Fazıl Hüsnü Dağlarca, gücünü yerel olmasından, beslendiği kay-  gazete vb. bulmak da onları zorlamıştır. Bu şiire alışık olmayan
             nakları çok iyi özümsemiş olmasından almış olabilir. Çünkü bir   geniş kesimlerin bu ürünleri şaşırıp yok saymaları, bunlardan
             sanatçının, daha doğrusu bir insanın hiçbir gruba dâhil olma-  uzak durmaları da düşünülebilir.
             ması, kendini o grupların ötesinde görmesiyle ilgilidir. Bunların   4.  Olası cevap: Garip temsilcileri şairanelikten, şairane söyleyişin
             dışında akıcı dili, kendini sürekli yenilemesi, hayatın içinde de-  süsünden, gösterişinden uzaklaşmışlardır. Şairi kısıtlayan o dar
             vinim hâlinde olması da bir sanatçıyı güçlü yapabilecek unsur-  alandan kurtulmuşlardır. Bütün hayatı ve günlük hayatın ger-
             lardır. Belki de hiçbir edebî akıma veya topluluğa dâhil olmama-  çeklerini dile getirme gayreti içinde olmuşlardır, biçiminde şiir-
             sı, onun hem söyleyişinde hem içeriğinde daha özgür olmasını,   leri yorumlanabilir.
             yeniliklere ve değişikliklere daha açık olmasını sağlamıştır.
          4.  Bence yapılması gereken ilk iş okumaktır. Okumaya da önce   Etkinlik No.: 80
             Türk  edebiyatının  seçkin örneklerinden  daha  sonra  Dünya   1.  Olası cevaplar: Evet, katılıyorum. Bence şiirlerin çıkış noktası
             edebiyatındaki önemli ve etkili isimlerde başlanmalıdır. Sadece   sevgidir, aşktır. Çünkü bu duygular çok yoğun ve derin yaşanan
             okumakla yetinilmemelidir. Günlük yaşamın, toplumsal olayla-  duygulardır. İnsan, içindeki bu coşkunluğu mutlaka birilerine
             rın, dünyadaki değişim ve gelişmelerin yakından takip edilmesi   sözlü anlatarak veya kaleme alarak aktarma ihtiyacı hissetmiştir.
             de bir toplumun daha öngörülü, daha bilinçli olmasını sağlar.
             Sözcük sıkıntısı çekmek istemeyen bir nesil önce kendisini do-  Şiirdeki kelime seçimlerinin, ahenkli dilin, uyumun temelinde
                                                            de aşk duygusunun derinliği yatar.
             nanımlı hâle getirmeli, sonra çevresine sözleriyle, davranışlarıy-
             la ışık tutmalıdır.                            Hayır, katılmıyorum. Çünkü insanlara şiir yazdıran tek duygu
          5.  Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın görüntüsünü sahneye hologram ile   aşk değildir. Bir o kadar güçlü olan ölüm, vatan sevgisi, gurbet,
                                                            özlem gibi duygular da insanları şiire yöneltmiş olabilir.
             yansıtmayı düşünürdüm. Şiiri  okuyormuş gibi efekt oluşturup
             seslendirme  yapardım.  Bu  şekilde  çok  etkili  olabileceğini  dü-  2.  Olası cevaplar: 1960 kuşağında gerek roman ve hikâyelerde ge-
             şünürdüm. Arka  bölümü sinema sahnesi şeklinde ayarlardım.   rekse şiirlerde köye yönelme, Anadolu insanının sorunlarına
             Bu sahnede de Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Havaya Çizilen Dünya   odaklanma, dünyadaki fikir hareketlerinin ve toplumsal olayla-
             ile ilgili röportajlarını, söyleşilerini yayımlardım. Fazıl Hüsnü   rın Türk edebiyatına yansıması söz konusuydu. O yüzden sadece
             Dağlarca’nın yakın dostları veya ailesiyle daha önceden konu-  Türk edebiyatında değil o dönemde dünya edebiyatında da top-
             şup onlardan sahneye çıkmalarını isterdim. Böylece Fazıl Hüsnü   lumsal eğilimlere yönelme söz konusudur.
             Dağlarca’nın daha etraflıca tanınmasını sağlardım. En son “par-  1980 sonrasında toplumsal yaşamdaki hareketlilik, ekonomide-
             mak izim” dediği şiirinin her bölümünü yaşayan farklı şairlerin   ki değişim ve gelişmeler, modern yaşamın etkileri vb. bu kuşa-
             okumasını sağlardım vb.                        ğın edebiyat anlayışını bireyselliğe yöneltmiş olabilir. Özellikle
                                                            modern yaşamın, insanları toplumsal değerlerinden ve tabiattan
           Etkinlik No.: 79                                 uzaklaştırmasıyla beraber şiirlerde kapalı anlatımlar, içe dönme,
          1.  Olası cevap: Şair, Kapalı Çarşı’nın içindeki her eşyanın, olayın,   yalnızlaşma dolayısıyla bireysellik ön plana çıkmıştır.
             insanın birbirinden değişik hikâyesinin veya orada bulunma ne-  3.  Olası cevaplar: Evet, söz edebilirim. Çünkü şiirdeki dizeleri yan
             deninin olduğunu ifade etmiştir. Çarşının bir esnafı olan dükkân   yana sıraladığımızda hikâyeye ait unsurları yakalayabilirim. Şi-
             sahibi ile konuşurken dükkânın “giyilmemiş çamaşırlar” gibi   irde dize, kafiye ve redif bütünlüğünden çok olayın akışındaki
             koktuğunu yani tertemiz, yeni  ve değerli olduğunu belirtmiştir.   bütünlük ön plana çıkmış gibi görünüyor.
             Gösterdiği “teller” ve  “duvak”ın da bir hikâyesinin olduğunu ve   Hayır, söz edemem. Her şiirde bir hikâye saklı olmasına rağmen
             onların rahmetli ablasına ait olduğunu anlatmıştır. Vitrindeki   bu şiiri hikâyeye yaklaştırmaz. Şiirlerin çıkış noktasıyla bir şey-
             mankenlerle ilgili küçük bir ayrıntıya dikkat çekerek “pembe-  leri anlatma ihtiyacından doğan hikâyenin çıkış noktası aynıdır
             zar gömlek”in hikâyesini sorarak Kapalı Çarşı içindeki en küçük   ama biçimsel yönden özellikle birbirinden ayrılır. Bu şiirde de
             malzemenin bile kapalı bir gerçeği yani bir sırrı olduğunu dile   her şiirde olduğu gibi düz anlatıma dair izler olabilir ama bu du-
             getirmiştir. Bunları “Kapalı Çarşı” ifadesi ile anlatması, onun    rum, şiiri şiir olmaktan çıkarmaz.
             yaşanmışlıklardan kaynaklanan hikâyelere karşı bir hayranlık
             duymasındandır. Kapalı Çarşı'yı her bir insanın yaşamındaki   4.  a) Olası cevap: Şiirdeki kelime seçimleri çok güzel olmuş. Güzel
             bilinmeyenleri içinde barındıran bir kutu gibi hayal etmiştir.  bir duyguyu etkili bir dille anlatmış. En azından benim gönül
          2.  Olası cevap: Okuduğum şiir, insanın bilinmeyen hikâyelerinin   telime dokunduğunu söyleyebilirim. Özellikle son dize çok
             olabileceğini anlatıyor. Her insanın  bir yaşam mücadelesi içinde   akılda kalıcı ve etkili olmuş. Yalnız şiir dizelerindeki anlamın
             kendisine ait sevinçleri, üzüntüleri, pişmanlıkları olabileceğini   tamamlanmadan başka bir dizeye geçmesi şiire biraz düzyazı
             bilmek o insanı tanımamıza, sevmesek bile onu anlamaya ça-  havası vermiş. Bence şiir gerek biçim gerek içerik olarak yani
             lışmamıza zemin hazırlar. Bir insanı anladığınızda da artık ona   her yönüyle şiir olmalı.

          434
   430   431   432   433   434   435   436   437   438   439   440