Page 509 - Türk Dili ve Edebiyatı - 9 | Beceri Temelli
P. 509

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9                           Ortaöğretim Genel Müdürlüğü


                                             CEVAP ANAHTARLARI
              yangın çıkmasına sebep olan da yine kendisidir. Rüşvet veriyor   Etkinlik No.: 79
              kendini kurtarmak için. Sözünde durmuyor. Yılanı haklı çıkara-
              cak davranışlar sergiliyor. Karşısındaki insanı yalan söylemeye   1.
              ikna ediyor. Ancak buna rağmen sözünde durmuyor.  Metinde hâkim anlatıcı kullanılmıştır. Bunu metinde geçen
                                                           “kurmuştu, yakalandı, eline aldı gibi...” ifadelerden anlamak
           2.  Toplumda yardımlaşma duygusunu yok edebilir. İnsanlar   mümkündür.
             bencilleşir.                                2.  Evet, oluşturmaktadır çünkü hâkim anlatıcı bütün her şeyi bi-
           3.  İnsanoğlu, çevreyi, tabiatı kirletmekten geri durmuyor. Or-  lecek bir anlatıcı biçimidir. Oysa burada hâkim anlatıcı kuşun
             manlara zarar veriyor. Irmakları kirletiyor. Adeta kendi sonu-  konuşmasına hayret etmektedir.
             nu hazırlıyor.                              3.  Son paragrafa baktığımızda anlatıcının okuyucuya öğüt ver-
           4.  Rüşvet alan da veren de zarardadır. İnsanlar rüşvetle hak   diğini görmekteyiz. Bu fabl türü ile doğrudan ilişkilidir. Fabl
             etmedikleri kazançlar elde ederler. Toplumda bir başıbozukluk   türünde okuyucuya öğüt vermek amaçlanmıştır.
             meydana getirir rüşvet. Ehil olmayan insanlar, mevki makam
             sahibi olabilir.                            Etkinlik No.: 80
          Etkinlik No.: 76                               1.  Metnin gerçek olmadığı hissini oluşturarak anlatımı daha
                                                            etkili ve okunabilir hâle getirmiştir.
           1.  Masallarda mekânlarla ilgili ayrıntılara yer verilmez. Bu da   2.
             özellikle çocukların hayal gücünün sınırlanmamasını, mekânla   Karşılıklı konuşmalar metne hareketlilik vermiş, tek bakış
                                                            açısıyla okumanın getireceği monotonluğu engellemiştir. Bu
             ilgili ayrıntıları hayal gücüyle oluşturmalarını sağlar. Bütün   metinde olduğu gibi kahramanlardan birine (ya da farklı me-
             dikkatinin olay üzerinde yoğunlaşmasını sağlar.  tinlerde kahramanların hepsine) akılda kalıcı ve etkileyici mıs-
           2.  Masalın başındaki tekerleme dinleyici/okuyucuyu zaman ve   raların söyletilmesi okurun ilgisini çeker ve bana göre verilmek
             mekânın belirsiz olduğu hayalî bir dünyaya götürür, ilgisini   istenen mesajın değişik biçimde aktarılmasını sağlamıştır.
             masala çeker.                                  Bunlar  olmasaydı ders (verilmek istenen öğüt) yine çıkarılırdı
                                                            ama  bu, daha tekdüze ve alışılmış bir anlatımla olurdu.
          3.  Yalnızca hayallerde ulaşılabilecek mutlu bir yaşam sürmek.
             Hayatın gerçeklerinden kopuk bir yaşam sürmek.  3.  Vay benim başıma gelenler
                                                            Yakıştı mı bir kurda
                                                            Bundan sonra işimi yaparken
          Etkinlik No.: 77                                  Kulak vermem kendimden başkasına...
                                                             vb.
          1.  Bağ, bahçe, yaşadıkları ev, rüyada gördüğü yer. Her yer güllük
            gülistanlık. Bülbül öter, ardından keklik öter. Cennet gibi güzel   4.  Üstü başı toz içindeki kurt, ağzını zorla toparlayıp üstünü sil-
            yerler.                                         kelemiş. Derin bir nefes almış. Etrafına bakınmış ve yarı öfke
                                                            yarı sana iyi oldu edasıyla… demiş.
          2.  Masallarda mekân Kafdağı’dır. Ulaşılır ama tırmanılmaz. Çün-
            kü Kafdağı bir hayal dağıdır. Masalların en ünlü dağıdır. Bazı   Etkinlik No.: 81
            gerçek dağların adını bile bilmeyiz ama Kafdağı’nı masallarda
            duyanlar sanki bu dağa defalarca gitmiş gibidir. Onun yüksek-  1.  a)  Ülkenin birinin padişahının güzelliği dillere destan bir kızı
            liği hepimizin hayallerindeki kadar yüksektir. Gerçek, güzel   varmış. Bu kız bir gün gergef işlerken bir kuş gelmiş gergefin
            dağlardan bile daha güzeldir. Orada istediğiniz çiçeği, tohuma   üzerine konmuş, ona kırk gün bir ölünün yanında duraca-
            gerek kalmadan hayal gücünüzle yetiştirebilirsiniz.  ğını söylemiş. Kız bunu annesine anlatınca ana kız oradan
          3.  “Bir varmış, bir yokmuş; evvel zaman içinde, kalbur saman   kaçmaya karar vermişler.
            içinde; az gitmiş, uz gitmiş, altı ay bir güz gitmiş, kırk gün kırk   b)  Olay örgüsü özetleme yapılınca daha hızlı ilerlemektedir.
            gece düğün yapmışlar.” şeklinde ifade edilir. Masallarda zaman   Çünkü özetleme şeklinde yapılan anlatımlarda gereksiz
            ifadeleri saat ve takvimle ölçülemez. Zaman belirsizdir, hayal-  ayrıntılara yer verilmemektedir.
            lerimiz kadar uzun veya kısadır.
          4.  Üç, yedi ve kırk sayıları toplum tarafından âdeta kutsal sayılır.   c)  Burada karşılıklı konuşma tekniğinin tercih edilmesinin
            Bu sebeple masallarda üç, yedi ve kırk ifadeleri sıklıkla kulla-  sebebi okuyucunun/dinleyicinin dikkatini çekmek, onu olay
            nılmaktadır.                                     içinde yaşatmaya çalışmaktır. Çünkü masallar dikkatin bir
                                                             yere odaklanmasını amaçlar, odaklanan okuyucuya/dinleyi-
                                                             ciye mesaj vermek daha kolaydır.
          Etkinlik No.: 78
                                                         2.  a)  Anne kız yola çıkmışlar. Önce yaklaşık iki saat boyunca düz
          1.  a)  Eşeğin durumu komik ama aslında acınacak bir durumdur.   gitmiş daha sonra taşlı bir yoldan bir dere kenarına varmış-
              Zaman zaman insanlar da başkalarına benzemeye çalışıp zor   lar. Burada sabaha kadar yürüdükten sonra…
              durumlara düşebilmektedir. Üzücü bir durum.
                                                           b)  Bana göre oluşturduğum paragraf metnin içinde yer alm-
            b)  “Yaradılış zorlanmaya gelmez.”, “Masaldaki eşeğe benzer-  saydı okuyucu/dinleyici bu kısımları okumazdı. Çünkü bu
              sin.”, “Böyle de bitmiş komedya.” ifadeleri beni çok etkiledi.   kısmın olay örgüsüne herhangi bir katkısı olmamaktadır.
              Çünkü insanlar da bazen başkalarına benzemeye çalıştığı   Oluşturduğum paragraf metnin içinde yer alsaydı okurdu
              için farkında olmadan eşek düştüğü gibi komik durumlara   çünkü okuyucu genellikle değerlendirmesini metni okuyup
              düşebilmektedir.                               bitirdikten sonra yapar.
            c)  Ben olsaydım eşeğe bir fırsat verip onu bulunduğu durum-  Etkinlik No.: 82
              dan kurtarırdım. Komik duruma düşmesine izin vermez-
              dim.                                       1.  Anlatıcının üslubunu olumlu etkilemiştir. Metindeki trajedi
            Ben olsaydım daha çok tasvire yer verip iyice komik hâle   üzerinde yer alan gerginliği artırmıştır.
            getirirdim durumu.
                                                         2.  Metinde verilmek istenen ders ve öğüdün karşıt durumlar ve
          2.  Aynı etkiyi göstermezdi. Çünkü fabl ve masallarda eşeğe yöne-  birbiriyle çatışma içinde olan hayvanlar aracılığıyla verilmesi;
            lik bazı kalıplaşmış özellikler vardır. (Kabalık, düşüncesizlik,   anlaşılırlığı, etkileyiciliği ve akılda kalıcılığı sağlamıştır. vb.
            eksik aklıyla yaptığı işlerde kendisini zor durumda bırakma
            vb.) Bu özelliklerin eşeğin karşısındaki başka herhangi bir   3.  Benzetme yapılarak gerçek kavramı daha etkili hâle getirilmiş-
            varlığa verilmesi etkiyi azaltır.              tir. Gerçeğin bir tokat gibi sert ve yakıcı hatta acımasız olduğu


          508
   504   505   506   507   508   509   510   511   512   513   514