Page 13 - Fen Lisesi Biyoloji 9 | 1.Ünite
P. 13
1.2.1. Canlıların Yapısında Bulunan İnorganik Bileşikler
Canlılar tarafından üretilemeyen, doğadan hazır olarak alınan, yapısında genellikle karbon ve hidrojen
elementlerini birlikte bulundurmayan bileşiklere inorganik bileşik denir. İnorganik bileşikler su, mineraller,
asitler, bazlar ve tuzlardır. Küçük yapılı olduklarından sindirilmeden kana geçer ve hücre içine alınır. İnorganik
bileşikler enerji vermez; yapıcı, onarıcı ve düzenleyici olarak görev yapar.
Suyun Canlılar İçin Önemi
Su molekülü, bir oksijen atomuna kovalent bağlar ile bağlanan iki hidrojen atomundan oluşur (Görsel
1.35). Tüm canlıların yapısını oluşturan temel madde sudur. Dünyanın ve insan vücudunun yaklaşık dörtte üçü
sudan oluşur. Su, hem dünya hem de canlılar için mutlaka gerekli bir bileşiktir. Canlıların yaşadığı ortama
ve içinde bulunduğu duruma göre sahip oldukları su miktarı farklılık gösterir. Su bitkilerinde su oranı %98’e
ulaşırken kuru tohumlarda su oranı %15’in altına düşer. Fasulye, mercimek, mısır gibi tohumlar kuru ortamda
çimlenmez. Bunun nedeni su oranının çok az olması ve buna bağlı olarak metabolizma hızının oldukça yavaşla-
masıdır. İnsanların da çeşitli doku ve organlarındaki su miktarı birbirinden farklı olduğu için metabolizma hızları
da farklılık gösterir.
Görsel 1.35: Su molekülünün yapısı
Düşünelim-Tartışalım
“1999 yılında Gölcük merkezli Marmara depreminde birçok insan hayatını kaybetti. Göçük altında
kalan ve yaşamını yitiren pek çok kişinin darbe almadığı, vücudunda doku zedelenmesi olmadığı anlaşıldı. Bu
insanların hayatta kalabilmeleri su içmelerine bağlıydı.”
Açıklamadan yola çıkarak suyun insan hayatındaki önemini sınıf ortamında tartışınız.
Kohezyon: Su molekülleri birbirlerine hidrojen bağı ile bağlanır. Su molekülleri arasında kurulan hidrojen
bağının çekim kuvvetine kohezyon denir (Şekil 1.3).
Şekil 1.3: Su molekülkeri arasındaki hidrojen bağı
25