Page 212 - Dört Dörtlük Konu Pekiştirme Testi - TYT FELSEFE
P. 212
FELSEFE MS 2. Yüzyıl-15. Yüzyıl'da Felsefe -2 2. TEST - B
6. Farabi’ye göre iyilik de, kötülük de arzu ve iradeyle elde 8. “Âlim nice binlerce ilim bilir de o zalim kendi nefsini bil-
edilir. Bütün insanlar mutluluk isterler. Şehir sakinlerinin mez. Sen gerçi caiz olanı olmayanı bildin ama nefsin
mutluluğa ulaşmak için yardımlaştıkları şehir erdemli acaba bunların hangisi üzere! Her metanın (malın) kıy-
şehir olur. Bütün şehirlerin mutluluğa ulaşmak için ça- metini bilirsin de kendi kıymetini bilmeyen ahmaksın.”
lıştıkları millet erdemli millettir. Bütün milletlerin mutlulu-
ğa ermek için el birliği ile çalıştığı dünya da erdemli bir Mevlânâ bu sözü ile aşağıdakilerden hangisini
dünyadır. vurgulamaktadır?
A) Âlimin ilmi ile ameli arasında uyum olması gerektiğini
Parçaya göre erdemli bir dünyaya ulaşmak için
aşağıdakilerden hangisi yapılmamalıdır? B) Âlimin kendi nefsini tanıması ve terbiye etmesi
gerektiğini
A) İnsanlar her zaman mutluluğu hedeflemelidir.
C) Âlimin ilmini başkalarına öğretmesi ve yayması
B) İnsanlar sonucu ne olursa olsun arzularıyla hareket
gerektiğini
etmelidir.
D) Âlimin ilmini Tanrı’ya yakın olmak için öğrenmesi
C) Şehirlerde mutlu olmak için yardımlaşılmalıdır.
gerektiğini
D) Bir milletin bütün şehirleri mutluluk için çalışmalıdır.
E) Âlimin ilmini dünyevi menfaatler için kullanmaması
E) Tüm milletler mutluluğu hedeflemelidir. gerektiğini
9. İslam dünyasında 7. yüzyıldan itibaren kelam, hadis,
fıkıh gibi dinî ilimler kendi iç dinamikleriyle gelişmişler-
dir. Abbasîlerin siyasî açıdan büyümeleri farklı kültür-
lerle karşılaşmalarına sebep olmuştur. Felsefeyle de
tanışmalarına Mansûr, Hârûnü’r-Reşîd, el-Me’mûn ve
7. “Duyu organları ile elde ettiğim bilgiler hakkında şüphe- el-Mehdî gibi yöneticilerin önemli katkı sağladığı görül-
lerim artıp, bunlarla da hata yapmanın mümkün olduğu mektedir. Bağdat şehrinde çeviri için kurulan Beytü’l-
kanaatine vardım. Devamlı artan şüphelerim üzerine, Hikme kurumunun sağladığı katkıyla çeviriyle başlayan
kendi kendime dedim ki: Duyu organlarının en kuv- felsefe İslam felsefesi şeklinde olgunlaşmıştır. İslam
vetlisi gözdür. Göz, gölgenin durduğuna, hiç hareket felsefesinin Antik Yunan ve Helenistik felsefenin so-
etmediğine hüküm verir. Hâlbuki bir müddet tecrübe- runlarını İslam felsefesine özgün yorumlar getirerek
den sonra, gölgenin hareket ettiği anlaşılır. Gölgenin ele aldığı görülmektedir. Bu özgün yorumlayışlar fark-
hareketi fark edilecek şekilde olmayıp, yavaş yavaştır. lı ekollerin doğmasına sebep olmuştur. İslam felsefe-
Göz yanıldığı gibi, diğer duyu organları da yanılır. Duyu sinin farklı milletlerin bulunduğu geniş bir coğrafyayla
organlarının kendi bilgilerine göre verdikleri hükümlerin etkileşimi olmuştur. Bu felsefeye bu coğrafya üzerinde
yanlış olduğunu, akıl, savunmaya imkân bırakmayacak bulunan farklı milletlerden ve dinlerden insanlar da kat-
şekilde gösterir. Bunun üzerine, artık duyu organlarına kı sağladığı için yalnızca Arapların ve Müslümanların
da güvenim sarsıldı.’’ felsefesi olarak düşünülmemelidir.
Parçada Gazâlî’nin El-münkızü-mined-dalâl eserin- Parçaya göre aşağıdakilerin hangisinin İslam felse-
de aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır? fesinin oluşmasına bir katkısı olduğu söylenemez?
A) Duyusal bilginin kesin bilgi olduğu A) Abbasîlerin siyasî açıdan büyümeleri
B) Akıl yoluyla hakikate ulaşmanın mümkün olduğu B) Beytü’l-Hikme kurumunun çeviri faaliyetleri
C) Tüm duyu organlarının aynı ölçüde yanılmadığı C) Antik Yunan ve Helenistik felsefenin sorunları
D) Tecrübeye dayalı bilgiye güvenilebileceği D) Farklı milletlerden ve dinlerden insanların katkıları
E) Duyu organlarının bilgi edinmede yetersiz kaldığı E) Antik Yunan felsefesinin yorumlanmasının güçlüğü
211
210 211