Page 213 - Dört Dörtlük Konu Pekiştirme Testi - TYT FELSEFE
P. 213
FELSEFE TEST
MS 2. Yüzyıl-15. Yüzyıl'da Felsefe -2 3
1. Varoluşu kendisi yoluyla zorunlu olanın bir nedeni 3. MS 2. yüzyıl-MS 15. yüzyıl felsefesinde hem Hristiyan
yoktur. Dahası, var oluşu kendisinden dolayı zorunlu hem İslam düşünürleri akıl – inanç ilişkisi üzerine görüş-
olan varoluşu bakımından bütün yönleriyle zorunludur. ler geliştirmişler aslında bir yönüyle din ve felsefe iliş-
...Üstelik varoluşu zorunlu olanın çokluktan meydana kisini problem etmişlerdir. Bu konuda birbirinden farklı
gelmesi imkânsızdır. Nihayet varoluşu zorunlu olanın yorumlar yapmışlardır. İslam filozofu olan İbn Rüşd din
sahip olduğu hakikî doğanın her nasıl olursa olsun bir ve felsefeyi aynı hakikati farklı yollarla dile getiren uzlaşı
şekilde paylaşılması da mümkün değildir. Öyleyse, var- içinde iki alan olarak görmüştür.
lığı itibariyle zorunlu olanın göreli olmadığı, değişmez
olduğu, çok olmadığı, kendisine özgü varlık bakımın- Parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisi
dan paylaşılabilir olmadığı, şimdiye kadar tasdik edilmiş İbn Rüşd’ün görüşleri ile çelişir?
olanlardan zorunlulukla çıkar.
A) Din ve felsefe yöntem bakımından farklılaşır.
İbn Sinâ’nın bu görüşleri Tanrı’nın varlığına yönelik B) Dinî bilgiler felsefe ile temellendirilebilir.
kanıtlardan hangisi ile ilişkilendirilebilir? C) Aklın ulaştığı doğrular dinî bilginin kaynağıdır.
A) Ahlak D) Felsefi ve dinî bilgiler arasında bir uyum vardır.
B) Kötülük E) İnanç da akıl da aynı hakikate ulaştıran araçlardır.
C) Ontolojik
D) Kozmolojik
E) Amaç ve düzen
4. MS 8. yüzyıl ve sonrasında İslam coğrafyasında kuru-
lan merkezlerde toplanan eserlerin çevirisinin yapılma-
sı ile birlikte İslam filozofları Yunan felsefesiyle tanış-
mıştır. Aristoteles’in mantık alanında yapmış olduğu
çalışmalardan ve Plotinos’un sudûr kuramından etki-
lenmişlerdir. Yunan filozoflarının görüşlerini kendi kül-
türel değerleri ve felsefelerine taşıyan İslam filozofları o
2. Ona göre devlet ya da toplum insanların birbirine ihti- dönemde hem İslam felsefesinin gelişimine hem de bu
yaç duymalarından ortaya çıkmıştır. Güvenlik kaygıla- coğrafyanın felsefenin merkezi hâline gelmesine katkı
rı nedeniyle kabileler arasında mücadele edildiğini ve sağlamışlardır. Hristiyan filozoflar da İslam dünyasın-
sonuçta da bir kabilenin egemenliğiyle devletin kurul- dan aldıkları metinleri çevirerek hem Yunan filozofları-
duğunu belirtir. Yöneticiler, her daim toplumun faydası nın hem de İslam filozoflarının görüşlerini tanımışlardır.
için hareket etmelidir. Topluma karşı yapılacak zulüm, Çevirilerden edindikleri felsefi, bilimsel ve kültürel dona-
devletin varlığını ve bekasını tehlikeye sokar. O, dev- nımla birlikte Avrupa’da karanlık olarak adlandırılan çağ
letin hüküm süresini canlı bir organizmaya benzetir. yavaş yavaş uyanış sürecine girmiştir.
Devletler tıpkı doğal bir organizma gibi doğar, gelişir ve
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine
ölür yani yıkılır. Bu yüzden O; devletleri kuruluş, yük-
ulaşılamaz?
selme ve çöküş olarak üç aşamada inceler. Her yıkılan
devletin yerine bir başka devletin kurulduğunu ve kuru- A) Çevirilerin etkisiyle Batıda skolastik düşünce tama-
lacağını belirtir. men ortadan kalkmıştır.
B) Çeviri faaliyetleri felsefi birikimin zenginleşmesinde
Bu parçada dile getirilen devlet görüşü aşağıdaki
aktif rol oynamıştır.
filozoflardan hangisine aittir?
C) Hristiyan felsefesinde çevirilerin etkisiyle bir dönü-
A) Aristoteles
şüm süreci başlamıştır.
B) Fârâbî
D) Çeviriler ile birlikte farklı kültürler birbirlerini tanıma
C) İbn Haldun olanağı bulmuştur.
D) Platon E) İslam filozofları yapmış olduğu çalışmalarla Batı fel-
E) Rousseau sefesini etkilemiştir.
211
211