Page 216 - Dört Dörtlük Konu Pekiştirme Testi - TYT FELSEFE
P. 216
FELSEFE MS 2. Yüzyıl-15. Yüzyıl'da Felsefe -2 4. TEST
5. Toplumsallaşma olmadan insanın tek başına medeni 7. O, aynı hakikatin felsefede başka, dinde başka türlü ifa-
ve mutlu bir yaşam sürmesi mümkün değildir. Toplum de edildiğini öne sürmekteydi. Ona göre bir ve aynı haki-
içinde yaşamak zorunda olan her insan başka insan- kat felsefede açık ve seçik bir biçimde ve rasyonel temel
larla yardımlaşmalı ve iş birliği içine girmelidir. Ancak üzerinde anlaşılır iken dinde mecazi anlatımlarla ortaya
konulur. Söz gelimi ona göre, “Felsefeyle din aynı yolun
toplumu meydana getiren her birey fiziksel ve ruhsal
yolcusudur.” Aynı yolda yürüyen bu disiplinler, sadece
olarak farklılık arz eder. Medeni bir devlette insanların
farklı araç ve söylemleri kullanırlar. Onlar yalnızca aynı
birbirinden farklı olduğu bilinmeli ve bireyler arasında
hakikati farklı şekilde dile getiren disiplinlerdir. Bundan
bir iş bölümü yapılmalıdır. Her birey kendi fiziksel ve
dolayı, “Felsefe, dinin ikiz hemşehrisidir. Onlar birbirlerini
ruhsal durumuna bağlı olarak halkın gayesine uygun iş tabiatları gereği seven iki arkadaş gibidir.” der.
görmelidir. Çünkü vücudun bütün organları kalbe hiz-
met eder ve kalp ise vücudu yaşatabilmek için çaba Bu parçada ifade edilenler aşağıdaki filozoflardan-
gösterir. Medeni bir devlet işte böyle olmak zorundadır. hangisinin görüşlerini yansıtmaktadır?
A) Gazâlî
Bu parçadan hareketle aşağıdaki genellemelerden
hangisine ulaşılamaz? B) İbn Rüşd
A) Devlet toplumun zorunlu bir sonucudur. C) Fârâbî
B) İnsan mikro devlet ise makro organizmadır. D) El Kindî
C) Devlet sözleşmeye dayalı yapay bir kurumdur. E) İbn Sînâ
D) İş bölümü ve yardımlaşma devlet için hayatidir.
E) İnsanların mutlu olabileceği devlet düzeni kurulabilir.
8. İbn Rüşd’e atfedilen çifte hakikat anlayışının temelinde
hakikatin bir olması, buna karşın insanı aynı hakikate
götürecek farklı alan ve yolların mümkün olması kabu-
lü vardır. İbn Rüşd felsefenin akla dayalı yöntemleri ve
temellendirmeleri ile hakikatin bilgisine ulaşılabileceğini
düşünür. Bu hakikatin aynı zamanda dinin gösterdiği
doğrularla aynı olması gerektiğini savunur. İnanç ala-
nında bu hakikate ulaşmanın yolu ise metaforlar aracı-
6. İbn Sînâ’ya göre bir varlığın nedeni yoksa o zorunlu
lığıyla mecazi terimlerden, bir tür hayalde canlandırma-
varlıktır. Varlığı için başka bir varlığa gereksinimi yok-
dan geçer.
tur. Bir nedene dayalı olan varlık mümkün varlıktır.
Mümkün varlıklar kendinden önce ezeli ve ebedi bir Buna göre İbn Rüşd’ün çifte hakikat anlayışı için;
varlık olmadıkça var olamaz yani zorunlu varlığa daya-
nırlar. Zorunlu varlık yaratıcıdır ve diğer varlıklar ondan I. Dini dogmalar felsefi yorumlardan daha değerlidir.
akli bir akma yani sudûr etme olarak oluşmaktadır. II. Teoloji ve felsefe yöntem açısından farklılaşır.
Bu parçada anlatılanlar aşağıdaki ontolojik III. Din ve felsefenin kabulleri birbiri ile uzlaşım hâlindedir.
yaklaşımlardan hangisiyle ilişkilendirilebilir? IV. İnanca dayalı bilginin ispatı empirik temellere dayanır.
A) Varlık sürekli bir değişim içindedir diyen oluşçuluk ifadelerinden hangileri söylenebilir?
B) Varlığın soyut ve akılsal olduğunu savunan idealizm A) Yalnız II
C) Varlığı ruh ve bedenin toplamı olarak gören düalizm B) Yalnız IV
D) Varlığın temelinde maddenin olduğunu savunan C) II ve III
materyalizm
D) II ve IV
E) Varlığın özü değil fenomenler bilinebilir diyen
fenomenalizm E) II, III ve IV
214 PB