Page 261 - Dört Dörtlük Konu Pekiştirme Testi - TYT FELSEFE
P. 261
FELSEFE TEST
20. Yüzyıl Felsefesi ve Ana Akımlar 4 A
1. Bir şeyin duyularla algılanabilen bir varlık olmaması, 4. 20. yüzyıl tarihin en zorlu dönemlerinden biri olarak bili-
onu yadsımak için yeterli bir neden olabilir mi? Tarihsel nir. Yaşanan iki dünya savaşı ve ardından gelen soğuk
süreçte insanların yapıp ettikleri ürünler salt özdeksel savaş dönemi 20. yüzyıl felsefesi üzerinde önemli etki-
varlığın taklitleri değillerdi. Örneğin insanlar daha önce lerde bulunmuştur. Bilimin birey üzerindeki yıkıcı etkisini
duyu ve izlenimlerinden hiç geçmemiş varlıkları tasarla- nükleer savaş deneyimi ile yaşayan insanlığın, evrensel
mışlardı. Aklın ve sezginin gücünün düşünsel yaratıcı- ahlaki değerlere olan ihtiyacı daha belirgin hâle gelmiş-
lıkla birleşmesi doğadaki varlığa aşkın bir şeyi meyda- tir. Bu dönemde felsefe, bilimin sadece etik değerlerini
na getirebilir. O hâlde varlığın sadece olgusal olarak var değil yapısını da sorgulamıştır. Bilim ve teknolojinin hız-
olabileceğinin söylenmesi düşünsel olanın bir kenara la ilerlediği, ideolojik çatışmaların ve savaşların zirveye
atılabileceği anlamına gelemez. çıktığı bu dönemde felsefe; bu zorlu koşullarda insanın
varoluşsal ve ahlaki sorunlarını cesur bir şekilde sorgula-
Bu parçada aşağıdaki yaklaşımlardan hangisi mıştır. Bu dönemdeki felsefi düşünce evrensel sorunları,
eleştirilmektedir? toplumsal adaleti, insanın özgürlüğü ve anlam arayışı-
nı yeni bakış açılarıyla ele almıştır. Ele aldığı konuların
A) İdealizm B) Pozitivizm C) Yeni ontoloji
çeşitliliği ve niteliği felsefede yeni akımların doğmasına
D) Fenomenoloji E) Egzistansiyalizm sebep olmuş, kendi içinde uzmanlaşarak akademik bir
kimlik kazanmıştır.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi 20. yüzyıl felsefe-
2. Türkiye’de yetişen önemli felsefecilerden biri olan N. sinin ele aldığı konulardan biri değildir?
Uygur Bir Felsefe Sorusu Nedir? adlı makalesinde şöy-
le der: “Filozof soru tutkunudur. Seve seve, bir ödevi A) Bilimin ahlaki değeri
yerine getirmenin verdiği bir hazla sorar - bol bol sorar. B) Varoluş ve öz sorunu
(Acaba filozofun cevapları soruları mıdır?) Filozofun
C) Toplumsal hareketler ve birey
öbür adı "sorucu" olmalı.”
D) Bilimsel bilgi ve yöntem sorunu
N. Uygur’un filozofa yüklediği “sorucu” olma niteliği-
E) Bilgi oluşturmada aklın ve deneyin rolü
ne en iyi örnek aşağıdakilerden hangisidir?
A) L. Wittgenstein’ın dil analizi
B) F. Hegel’in diyalektik idealizmi
C) Sokrates’in maiotik yöntemi
D) R. Descartes’ın metodik şüphesi
E) E. Husserl’in paranteze alma yöntemi
5. E. Husserl’in kurduğu bu yaklaşım nesnel doğruya ulaş-
mak amacıyla, öznelliğe dönüşten meydana gelir. Hakikat
bilinçte, bende bulunmak durumundadır, başka hiçbir yer-
de değil. Buna göre, deneyimin, tecrübenin zorunlu ve tü-
3. 20. yüzyılda etkili olan ve "Viyana Çevresi" olarak da bili- mel doğrularını çıkarsamak ve tasvir etmek amacıyla, bi-
nen bu görüş için; olgu alanına dâhil olmayan ifadeler an- lincin özsel yapılarının incelenmesi gerekmektedir. Bunun
lamsızdır. Deney ve gözlemle doğrulanabilen önermeler amacı, deneyimde verilen özlere ya da idealara ulaşmak,
ile doğrulanamayan metafiziksel önermelerin birbirinden deneyimin çeşitli olgularının ve teorilerinin göreliliğinin
ayrılması gerekir. Bilimsel bilgi; objektif, dış dünya kay- ötesine geçerek doğrudan ve aracısız sezgide verilen
naklı ve evrensel bilgilerden oluşur. Doğrulanamayan yönlerini yakalamaktır. Bunun için ise şeylere ilişkin bütün
metafiziksel önermeler ise sözde önerme olarak nitelen- bilgileri ‘paranteze almak’ gerekir.
dirilir. Elde edilen olgusal önermelerin dil analizlerini yap-
mak felsefenin görevi olmalıdır. Ancak bu sayede, evren Bu parçada açıklaması yapılan görüş aşağıdakilerden
metafizik ögelerden arındırılmış ve felsefeye bilimsel bir hangisidir?
nitelik kazandırılmış olur.
A) Fenomenoloji
Metinde açıklaması verilen görüş aşağıdakilerden B) Hermeneutik
hangisidir?
C) Egzistansiyalizm
A) Materyalizm B) Yeni ontoloji C) Fenomenoloji D) Materyalizm
D) Egzistansiyalizm E) Mantıkçı pozitivizm E) Mantıkçı pozitivizm
258 259
259