Page 31 - Tarih 11 - Ünite 2
P. 31

DEĞİŞİM ÇAĞINDA
                                                                                     AVRUPA VE OSMANLI

               Özellikle İstanbul’da, daha önceleri Avrupa’daki hayat tarzına karşı
               duyarsız olan halk, Lâle Devri ile birlikte Avrupa’ya karşı bir merak
               duymaya başlamıştır. Bunun sonucunda bazı zengin zümreler; Av-
               rupalı tarzında ev eşyaları, giysiler, resim ve tablolar kullanmaya
               başlamıştır.
               Lâle Devri’nin en önemli gelişmesi,
               Müslümanların da artık matbaa
               kullanmaya başlamasıdır. Gayri-
               müslimlerin daha önce İbranice,
               Rumca, Latince ve Ermenice gibi
               kendi dillerinde basılan eserleri-
               ne karşı Lâle Devri’nden itibaren
               Türkçe eserler basılmaya başlan-
               mıştır. III. Ahmed Dönemi’nde birisi
               Topkapı Sarayı’nda (Görsel 2.37)
               diğeri Yeni Cami’de olmak üzere
               iki kütüphane kurulmuştur. Yine
               bu dönemde, başta edebî eserler
               olmak üzere kültürel ve bilimsel                                                  Görsel 2.37
               eserlerin Türkçeye çevrilmesi için bir heyet oluşturulmuştur. Bu      Topkapı Saray Kütüphanesi
               heyet; Arapça ve Farsça dışında Batı’da yazılmış birkaç tarih, felsefe              (İstanbul)
               ve astronomi eserini de Türkçeye tercüme etmiştir. III. Ahmed ve
               Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, devrin bilim ve sanat adamlarını
               himayelerine almış ve onları çalışmaya teşvik etmiştir.
               Lâle Devri’nde Doğu tıbbının bitkisel ilaçlarla tedavisi yerine,
               Batı’nın kimyasal ilaçlarla tedavisini tercih eden hekimlerin or-
               taya çıkması, sağlık konusunda bir ikilemin yaşanmasına sebep
               olmuştur. Bu nedenle devlet, hekimlerin alanlarında yeterli olup
               olmadıklarını belirlemek için bir sınav uygulamaya başlamıştır.

                 İstanbul’daki İngiltere elçisinin eşi Lady Montagu (Leydi
                 Montegü), “Türkiye Mektupları” adlı eserinde Türkiye’de bazı
                 hastalıklara, özellikle çiçek hastalığına karşı aşı yapıldığını   BİLİYOR MUSUNUZ?
                 kaydetmiştir.

               Lâle Devri’nden önceki dönemlerde yangın ve depremlerle harap
               olan İstanbul yeniden imar edilmiş, şehirlerde yeni yollar açılmış,
               yeni binalar ve köşkler yapılmış, bahçe düzenlemesi önem kazan-
               mıştır. İstanbul, birçok defa büyük yangınlara maruz kaldığı için
               Yeniçeri Ocağına bağlı “Tulumbacılar” adıyla ilk defa düzenli bir
               itfaiye teşkilatı kurulmuştur.
               Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi’nin ülkeye dönmesinden sonra
               İstanbul’da başta mimari olmak üzere hemen her alanda Fransız
               tesiri, süsleme sanatında ise barok ve rokoko tarzları kendini gös-
               termiştir. 1748-1755 yılları arasında inşa edilen Nur-u Osmaniye
               Camisi ilk Barok tarzı camidir ve yarım daire avlusuyla geleneksel
               cami mimarisinden ayrılır. Lâle Devri’nde çiniciliğin yeniden can-
               landırılması amacıyla 1725 yılında İstanbul’da bir çini atölyesi,
               bunun yanında bir de kumaş ve çuha atölyesi kurulmuştur.


                                                                                                          77
   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36