Page 26 - Tarih 11 - Ünite 4
P. 26
4. ÜNİTE
Mansûre-i Muhammediye Ordusunun gelişimini engellemiştir. Yeni
ordunun yetersizlikleri nedeniyle yapılan seferberliği kaldırmak
ve ücretli askerlere olan ihtiyacı azaltmak için eyaletlerde Redif-i
Asâkir-i Mansûre Ordusu kurulmuştur.
1839 Tanzimat Fermanı’nda, ulus dev-
let modelini andıran “muhafaza-i vatan”
ifadesi yer almıştır. Bu durum askerliğin
artık Osmanlı tebaasının ortak sorumlu-
luğunda olduğunu göstermiştir. Tanzimat
Fermanı’ndan sonra 1843 yılında çıka-
rılan bir kanunla askerlikte kura usulü
getirilmiştir. Böylece özel statüdeki eya-
letler dışında kalan yerlerdeki Osmanlı
tebaasının tamamı askerlik hizmetinden
sorumlu tutulmuştur. Bununla Osmanlı
Devleti’nde zorunlu askerlik sistemine
geçişin yasal alt yapısı oluşturulsa da
uygulamada zorunlu askerlik sistemine
ancak 1909’da geçilebilmiştir.
Osmanlı Devleti’nde 1844’te yapılan bir
düzenlemeyle askerlik süresi beş sene
Görsel 4.31 olarak belirlenmiştir. 1846’da çıkarılan
1893-1897 Osmanlı nüfusunun bir kanunla sadece Müslümanlar askerlikle yükümlü kılınmış,
dağılım cetveli gayrimüslimler zorunlu askerliğin dışında tutulmuştur. Ancak
kırsalda yaşayanlar ve konar-göçer Müslüman topluluklar asker
olmaya uzun süre direnmiştir. Askere alma sisteminin yürürlüğe
girebilmesi için gerekli olan nüfus sayımları, birçok yerde yıllar
sonra yapılabilmiştir (Görsel 4.31).
Osmanlı Devleti’nin 1847’de gayrimüslimleri askere alması
yoğun şekilde tartışılmıştır. Fakat bu tartışmada, tebaanın
bütünlüğünün nasıl sağlanacağı sorusu öne çıkmıştır. Devlet,
Müslüman nüfusun azaldığını ve ordunun asker ihtiyacının
karşılanamadığını belirterek gayrimüslimlerin de askerlik yü-
küne ortak olması gerektiği görüşünü savunmuştur. Hristiyan
cemaatler ise gençlerin askere alınmasıyla zaten kötü olan
BİLİYOR MUSUNUZ?
ekonomik durumların daha da kötüleşeceğini öne sürmüştür.
1856 Islahat Fermanı’yla Osmanlı tebaasının hakta ve görevde
eşit olduğu ilan edilmiştir. Böylece Osmanlı Devleti’nde hukuken
zorunlu askerlik sistemine geçilmiş olsa da uygulama bu karar
doğrultusunda olmamıştır. Gayrimüslimlerin isteksizliği de göz
önünde bulundurularak bedel-i askerî (bedel ödeyerek) yoluyla
gayrimüslimlere askerlik görevinden muafiyet getirilmiştir. Bu hak,
tüm Osmanlı tebaasını kapsamış olsa da Müslümanların ödemesi
gereken bedel, gayrimüslimler için öngörülenden fazla olmuştur.
Ayrıca peşin olarak ödenmesi şartı da getirilmiştir. 1870 tarihinde
yeni bir kanun yayınlayan Osmanlı Devleti, muvazzaf askerlik süre-
sini dört yıla indirmiştir. Ticaret ve esnaflıkla uğraşanlar için bedelli
askerlik uygulaması, belirli kurallara bağlanarak sürdürülmüştür.
144