Page 29 - Tarih 11 - Ünite 4
P. 29

DEVRİMLER ÇAĞINDA DEĞİŞEN
                                                                               DEVLET-TOPLUM İLİŞKİLERİ

               XIX. yüzyıldan itibaren ulus devletler demografik gücü; ülkenin
               toplam nüfusu, yetişmiş insan gücü, nüfusun eğitim durumu ve
               öğretim düzeyi gibi kriterlere göre değerlendirmiştir. Ülkeler de-
               mografik gücü, güçlü bir devlet için önemli saymıştır. Ancak nüfu-
               sun sayısal olarak artışını tek başına yeterli görmeyen devletler,
               nüfusun eğitimli ve üretken olması için çalışmalar yapmıştır.

                 Osmanlı Nüfus Politikaları
                 Osmanlı Devleti; Klasik Dönem’de nüfusu, asker ve vergi
                 kaynağı olarak görmüş ve fethettiği toprakları imar etmek
                 için kullanmıştır. XIX. yüzyılda ise Osmanlılarda, Avrupa’daki
                 bürokratik devlet ve nüfus teorilerinin etkisiyle nüfus sayımla-
                 rı yapılmaya başlanmış ve nüfus hizmetlerine dair teşkilatlar
                 kurulmuştur. Nüfus artışıyla ticaret, sanayi, tarım ve askerî
                 bakımdan güçlü bir Osmanlı Devleti oluşturulacağına vurgu
                 yapılmıştır. Bu doğrultuda nüfusun artışının doğal kaynağı
                 olarak görülen evliliklerin önündeki en önemli engel olan
                 masrafların azaltılması için taşra idaresi ve ileri gelenlerine
                 emirler gönderilmiş ve müfettişlerle ebeveynler ikna edil-
                 meye çalışılmıştır.
                   İbrahim Serbestoğlu, “19. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nde Nüfus Algısının
                            Değişimi ve Nüfusu Artırma Çabasında Müfettişlerin Rolü”,   YORUMLAYALIM
                                                  s.259-261’den düzenlenmiştir.
                XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin, nüfusu artırmak istemesinin
                sebepleri neler olabilir?

               Ulaşım ve Haberleşme
               Sanayi Devrimi ile birlikte Avrupalı devletler yüksek kapasiteli,
               ucuz maliyetli ve güvenli bir taşıma sistemine ihtiyaç duymuştur.
               Bu nedenle XVIII. yüzyılın ortalarından itibaren Avrupa’da yol ve
               kanal inşası gelişmiştir. Yapılan bu yollar ve kanallar sayesinde hem
               insanlar hem de ürünler daha süratli ve daha ucuza taşınmıştır.

               XIX. yüzyılda kapitalist devletler,
               hammadde ve pazarlara kolay ula-
               şabilmek için yeni bir ulaştırma
               aracı olan treni icat etmiştir. Buhar
               gücünün ulaşımda kullanılmasıyla
               ortaya çıkan tren ve demiryolu ağı,
               kapitalist devletlerin etkinliğini ve
               gücünü artırmıştır (Görsel 4.35).
               Avrupa’da ilk başarılı demiryolu
               1830’da İngiltere’de açılmış ve kısa
               sürede bu ülkenin önemli şehirleri
               demiryoluyla birbirine bağlanmış-
               tır. 1870’lere gelindiğinde Batı Av-
               rupa, oldukça sık bir demiryolu ağı
                                                                                                 Görsel 4.35
               ile kaplanmıştır. Zamanla bu yeni teknolojinin emniyeti artırılmış,               Buharlı tren
               sürati ve taşıma kapasitesi yükseltilmiştir. Limanlar; demiryolu ile                  (Tablo)
               iç bölgelere bağlanarak buğday, kömür, demir gibi ağır ve hacimli
               mallar daha ucuz ve daha hızlı bir şekilde taşınmıştır.


                                                                                                          147
   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34