Page 27 - Tarih 11 - Ünite 4
P. 27
DEVRİMLER ÇAĞINDA DEĞİŞEN
DEVLET-TOPLUM İLİŞKİLERİ
Ahmet Cevdet Paşa’ya Göre Askerlik
Ahmet Cevdet Paşa (Görsel 4.32), Osmanlı ordusunun şim-
diye kadar “ya gaza ya şehadet ya da din-i mübin uğruna”
sözleriyle harekete geçirildiğini, gayrimüslim askerlerle ka-
rışık bir ordunun bu kavramlarla hareket ettirilemeyeceğini
belirtiyordu. Böyle bir orduyu Batı’daki ulus devletlerdeki
gibi “vatan uğruna” diyerek harekete geçirmek gerekirdi an-
cak “bizde vatan denilürse askerin köylerindeki meydanlar
hatırlarına gelür.” diyordu Ahmet Cevdet Paşa. Osmanlı’da
“vatan” sözü uygulamaya konsa ve sonra halk arasında ka-
bul görerek Avrupa’da sahip olduğu etkiye sahip olsa bile
“gayret-i diniyye” kadar etkili olamayacağını belirten Ah-
met Cevdet Paşa, bunun çok uzun bir zaman gerektireceğini
vurguluyordu. Bu şekilde gayrimüslimlerle Müslümanları
karıştırarak oluşturulacak bir ordunun, Osmanlı toplumunun
o dönemdeki gerçek koşullarıyla mümkün olmayacağının da
Görsel 4.32
altını çiziyordu. Bununla Ahmet Cevdet Paşa, aslında Osmanlı Ahmet Cevdet Paşa
ordusunun varolan koşullarda ancak bir Müslüman ordusu
olarak geliştirilebileceğini ileri sürüyordu.
Mehmet Hacısalihoğlu, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Zorunlu Askerlik
Sistemine Geçiş Ordu-Millet Düşüncesi” s.58’den düzenlenmiştir. YORUMLAYALIM
Osmanlı ordusunun Müslümanlardan oluşturulması gerektiğini
düşünen Ahmet Cevdet Paşa’nın gerekçeleri neler olabilir?
II. Abdülhamid Dönemi’nde, Almanya’dan gelen Von der Goltz (Fon
Der Goltz) Paşa’nın (Görsel 4.33) öncülüğünde 1886 yılında yeni
bir askere alma (ahz-ı asker) kanunu çıkarılmıştır. Bu kanuna göre
askerlik yaşı 20 ile 40 arası olarak belirlenmiş ve askerlik süreleri
de yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenlemeyle beraber bedel-i şahsi
olarak bilinen ve askere gitmek istemeyen kişilerin yerine başka
birini göndermesi uygulaması da kaldırılmış ve nakdî bedel öden-
mesi kuralı getirilmiştir. Ancak nakit bedel ödeyenlerin silahaltı-
na hiç alınmaması şeklindeki eski uygulama terk edilerek bedel
ödeyenlerin kendilerine en yakın askerî birlikte beş ay eğitim gör-
meleri sağlanmıştır. Yeni askerlik kanunundan sonra 1889’da yine
Goltz Paşa’nın çalışmaları sonucunda ilk seferberlik nizamnamesi
çıkartılmıştır. II. Abdülhamid Dönemi’nde askere alma usulünde
yapılan bir diğer önemli düzenleme de Hamidiye Süvari Alayları
olmuştur. Bu hafif süvari birlikleri, Doğu Anadolu’daki aşiretlerin
Osmanlı ordusuna katılması ile oluşturulmuştur.
İttihat ve Terakki Cemiyeti iktidara geldikten sonra 1909’da gay-
rimüslimlerin de askere alınması kanunu çıkarılmış ve böylece
Osmanlı Devleti’nde zorunlu askerlik sistemine geçilmiştir. Osmanlı
meclisinde (Meclis-i Mebusan) bu konuyla ilgili yapılan tartışma-
larda gayrimüslim mebuslar zorunlu askerlik kanununa tam des-
tek vermiştir. Mecliste gayrimüslim mebusların gösterdiği olumlu
tepki, kilise temsilcileri tarafından gösterilmemiş ve uygulamaya Görsel 4.33
geçildiğinde gayrimüslim halkın tepkileriyle karşılaşılmıştır. Von der Goltz
145