Page 29 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | 2.Ünite
P. 29
HİKÂYE
5 METİN
Hazırlık
1. Evde hayvan besleme konusunda neler düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi sözlü olarak paylaşınız.
2. Bir edebî türde kahramanların metnin okunmasında etkili olduğunu söyleyebilir misiniz? Düşün-
celerinizi nedenleriyle paylaşınız.
KEDİLER
–Hanım! En son cevabını isterim. Ya ben, ya kediler?
–Kediler.
Bir kocanın meyusiyeti, bir kadının hevesât-ı bî-sebâtı, muhabbetin, çemenzar-ı safa üzerine te-
mellerini nihal-i gülden, heva-yı sevda-feza-yı bî-karara karşı camlarını nurdan, esas-ı beytiyesini
tülden bina ve tefriş ettiği saray-ı izdivacın inhidamı, hep bu birkaç kelimeden ibret olan mükâle-
mede mündemiçti.
Kediler! Öyle mi? Demek ki otuz üç senelik bir refakat-i yek-vücûdane neticesi, kelime-i mu-
amma-yı izdivacın halli, bu cevap oluyor. Otuz üç sene evvel, izdivacın ilk aylarında, ebediyet-i
muhabbete, beka-yı sevdaya yeminler eden lisan-ı âşıkaneden, kendisinin kedilere, her türlü mana
ve meziyetten mahrum bir meyl-i keyfîye feda olunduğunu işitmek kıy-
met-i insaniye ve haysiyet-i ehliyesini ihlal ve teheyyüç ettiğinden artık
Bilginiz Olsun
bu hâle bir netice vermek karar-ı kat’isini ittihaz eylemişti. Zavallı koca!
Bu hikâyede yazar, küçük
Hareminin mutasarrıfa olduğu eve, celp ve cem ettiği yirmi-otuz kedinin
bir hassasiyetten yola
tacizat ve tasdiatından artık bizar olmuştu. Evin içinde sahibü’l-beytten
çıkarak büyük bir “insani
ziyade bir reviş-i âmirane ile kuyruklarını kaldırıp bu bedbaht kocaya
durumu” gözler önüne
bir nazar-ı ihtihfaf ve istahkar atfederek dolaşan bu kibirli hayvanat ka-
sermiştir.
nepelerini istila etmiş, koltuk sandalyelerinde uyurlar, o senenin soğuk
kışında ısınmak için yaktığı ateşin karşısında düşünürler, sofalarında,
odalarında sâmia-hıraş sesleriyle kavga ederlerdi. Günden güne etvar-ı küstahanelerini arttırarak
tekessür eden kediler bu adama evinde bir cay-ı tevakkuf bırakmamaya başladılar.
Bir sabah gayet erken uyanarak kendi âleminde bir kahvaltı etmek için küçük odasına çekildiği
zaman, sokakta birtakım çocukların ağladığını işiterek pencereden dışarı baktı. Sâmia-i rikkatine
akseden kedilerin avaze-i mücadele ve müşatemeleri olduğunu anlayınca, aldandığından dolayı
kemal-i hiddetle iskemlesine oturdu. İskemleye kuudunda yüzünün iki nokta-i müntehası olan
tepesiyle, çenesi geriye doğru çekik, büyük ve biraz fırlak gözleriyle bir arayıcılık hâli kesbeden yü-
zünü iki tarafa döndürerek hayretle etrafına bakınıyordu. Zira kedinin biri ekmeğini çalmış, diğeri
61