Page 11 - Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi 11 | 2.Ünite
P. 11

Türklerde Toplum Yapısı


                 İlk Türk İslam Devletlerinde boy teşkilatlanması devam et-        BİLGİ NOTU
            miş, yaşayış şekillerine göre halk; şehirliler, köylüler ve göçebe-
            ler olarak çeşitli gruplara ayrılmıştır.                               İslamiyet öncesi Türk
                 Türk İslam toplumunda, İslamiyet öncesi Türk toplumla-       toplumları ile Türk İslam
            rında olduğu gibi pederşahi (ataerkil) aile yapısı görülmektedir.   topluluklarında anne keli-
            Bu  yapıda,  ailenin  reisi baba  olsa  da  annenin  de  aile  yöneti-  mesinin yerine ög kelimesi
            minde etkisi büyüktür. “Yuvayı dişi kuş yapar.” atasözüyle ka-    kullanılırdı. Günümüzde
            dınların toplum içerisindeki önemi belirtilmiştir. Eski Türklerde   annesi olmayan kişilere
            anne ve baba için kullanılan kang (baba) ve ög (anne) kelimele-   öksüz denilmesi burdan
                                                                              kaynaklanmaktadır.
            rinin yerine, Türk İslam devletlerinde babalar için ata, anneler
            için  de  ana  kelimeleri  kullanılmıştır.  Türk  İslam  toplumunda
            çok eşle evlilik yaygın değildi ve kadın, eşiyle aynı haklara sahipti.

                 SORU

                   Türk kültüründe ana-baba, karı-koca denirken neden anne babadan, kadın da koca-
              dan önce söylenmiş olabilir?


                 Türklerde aile kurumunun oluşması için evlilik son derece önemliydi ve evliliğe birtakım
            aşamalardan geçilerek adım atılırdı. Evlilik töreni hazırlıkları, İslamiyet öncesi ve günümüzde
            olduğu gibi kız evine bir görücü gönderilmesiyle başlardı. Bu görücüye savcı adı verilirdi. Kızı
            istemeye giden dünürler, “Tanrı’nın buyruğu, Peygamber’in kavli ile aydan arı, günden (güneş)
            görklü (güzel) kızınızı oğlumuza istemeye geldik.” diyerek kızı isterlerdi. Dünürcülere olumlu ce-
            vap verilmesi hâlinde erkek tarafından verilecek olan başlık meselesi görüşülürdü.
                 Erkek ailesi tarafından kızın babasına at verilir, kızın annesine süt hakkı olarak südlük adı
            verilen bir elbise hediye edilirdi. Düğünlerde küden adı verilen yemekler ikram edilir, şarkılar
            söylenir ve çeşitli oyunlar oynanırdı. Toplumun her kesiminden insanların katılımı ile gerçekle-
            şen bu düğünler, Türk toplumunun kaynaşıp birleştirilmesinde önemli rol oynamıştır.
                 Türk İslam devletlerinde halk, yaşayış biçimlerine göre konargöçerler, köylüler ve şehirliler
            olmak üzere üçe ayrılırdı. Karahanlılar ve Gaznelilerin bir kısmı İslamiyet öncesindeki konargö-
            çer alışkanlıklarını devam ettirmişlerdir.
                 Büyük Selçuklularda şehirleşme yaygınlaşsa da Oğuz topluluklarının bir kısmı konargöçer
            yaşam biçimini sürdürmeye devam etmiştir. Büyük Selçuklularda sosyal yapı Karahanlılarda
            olduğu gibi yönetenler (hanedan, idareciler) ve yönetilenlerden (halk) oluşmuştur.
                 Türkiye Selçuklularında halk, yaşam tarzı olarak köylüler ve şehirliler olmak üzere ikiye
            ayrılmış,  aralarında  imecenin  (yardımlaşma)  yaygın  olarak  görüldüğü  köylüler,  genellikle  ta-
            rımla uğraşmışlardır. Türkiye Selçuklularında halkın tarımla uğraştıklarını, ünlü seyyah Marco
            Polo’nun (Marko Polo) XIII. yüzyılda yazdığı seyahatnamesinde Türklerin ağırlıklı olarak ovalara
            yerleştiklerini belirtmesinden anlıyoruz.
                 Türkler  yerleşik  hayata  geçince  toplu  hâlde  yaşayabilecekleri  şehirler  kurmuşlardır.  Bu
                                                                     şehirlerin  en  önemli  özellikleri  etraf-
                                                                     larının surlarla çevrili olması, sur içe-
                                                                     risinde saray, hükûmet konağı, kışla,
                                                                     cuma camisi, meydan, pazar yeri, çar-
                                                                     şı,  medrese,  hamam  ve  hastane  bu-
                                                                     lunmasıdır (Görsel 2.12).
                                                                         Divân-ı Lügâti’t Türk’te Karahan-
                                                                     lılardan  söz  edilirken  Karahanlılarda
                                                                     dostluk ve arkadaşlığın çok önemli ol-
                                                                     duğu ifade edilmiştir. Türklerde yaşlı-
                                                                     lara büyük saygı gösterilmiş, yaşlılar
                                                                     için ak sakallı ve izzetli gibi saygı be-
                                                                     lirten hitaplar kullanılmıştır.
            Görsel 2.12: Konya gravürü (Samuel Bough)



                                                           75
   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16