Page 9 - Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi 11 | 2.Ünite
P. 9
Türklerde Toplum Yapısı
İl (Devlet)
İlk Türk devletlerinde sosyal yapının en üst kademesini il (devlet) oluştururdu. Türk ili;
arazisi (uluş), halkı (bodun), bağımsızlığı ve töresi ile siyasi bir kuruluştu. Türkler için kutsal bir
kurum olan devletin başında kağan bulunurdu.
SIRA SİZDE
Yandaki şemaya (Şema 2.1) ba-
karak devletin oluşum sürecini an- İl (devlet)
latınız. Bodun (millet, halk)
Boy (bod, kabile)
...................................................................................... Urug (aileler birliği)
......................................................................................
Oguş (aile)
.....................................................................................
.....................................................................................
.....................................................................................
.....................................................................................
.....................................................................................
.....................................................................................
..................................................................................... Şema 2.1: Türk toplum yapısı
Türk Toplum Yapısında Kadının Üstlendiği Roller
İlk Türk devletlerinde kadınlara her zaman büyük değer verilmiş, kadınlar siyasi ve idari
işlerde üst kademelerde görev almışlardır. Hun İmparatoru Mete Han’ın eşinin, Çin devleti ile
yapılan anlaşmada devlet adına imza atması ve Mete Han’ın Çin ordusunu kuşatmış olmasına
rağmen eşinin telkinleriyle kuşatmayı kaldırması, ilk Türk devletlerinde kadının rolünü ifade
etmesi açısından önemlidir.
Ayrı sarayları bulunan hatunlar devlet meclislerine katılır, bazen de yabancı elçileri kabul
ederlerdi. Çin elçilerinin kabulünde Kök Türk hatunları da hazır bulunurdu. Attila’nın hatunu
Arıkan, sarayda çok güzel ve gösterişli bir köşkte oturur, kendisine hediyeler sunan yabancı el-
çilerle görüşmelerde bulunurdu.
Orhun Yazıtları’nda; “Yukarıda Türk Tanrı’sı, mukaddes yeri ve suyu öyle tanzim etmiştir.
Türk milleti yok olmasın diye, babam İlteriş Kağan’ı ve annem İlbilge Hatun’u göğün tepesinden
tutup yukarı kaldırmıştır.” denilmektedir. Bu metne göre Tanrı, yeryüzüne kurtarıcı olarak hem
kağanı hem de eşini göndermiştir.
Kök Türk ve Uygurlarda kağanların eşleri de devlet yönetiminde söz sahibiydiler. Buyruk-
lara hem kağan hem de hatun adına imza atılırdı. Bütün bu yaşananlardan anlaşılacağı gibi
Türklerde kadınlar devletin en üst kademesinde de söz hakkına sahipti.
Türkler, önem verdikleri ve kutsal saydıkları haklara ana hakkı der, kadına çok büyük de-
ğer verir ve saygı gösterirlerdi. Kadınlar, evin reisi savaşa gittiği zaman evin kalan bütün işlerini
yaparlardı. Namus ve iffetine son derece düşkün olan Türk kadını ata biner, ok atar, ava gider,
gerektiğinde savaşa katılırdı. Destanlarda alp geleneğini yansıtan Selcen Hatun ve Banu Çiçek
gibi kadın savaşçılara rastlanmaktadır.
73